Kırılıyorum haddimden fazla. Yanılıyorum insanlarca.Nereye gitsem oraya geliyor düşüncesiz düşünceler. Hayattayım diyorum ölü ilan ediyorlar. Düşünüyorum, ben de buradayım diyorum, el kaldırıyorum kimse görmüyor, duymuyor ve konuşmuyor. Boğuluyorum kendi sessizliğim ile. Boğuşuyorum diz boyu yalnızlığımla.Etrafım çıkarıcılar ile dolu. Kimse kimseyi sevmiyor, seviyormuşcasına yanında duruyor. Tıpkı masanın üzerinde duran bir biblo gibi. Anlamıyor, yanında olduğun yalanına inandırıyor kendini. Öyle bir kaptırmış ki kendini masala, sonu geldiğinde bile kendi kendine oynuyor. Anlamıyorum, şu insan evladını hemencicikte bürünüveriyor onsuz olmaz havalarına. Ama yaşıyor işte… Yaşıyorsun, nefes alıyorsun ve unutuyorsun. Hemen bahanemiz de hazır; zamanla diyoruz zamanla unutuluyor. Bilmiyoruz zamanın şu an mı dün mü bugün mü yarın mı olduğunu? Artık tek bildiğimiz şey daha fazla nasıl para kazanırız ya da en son çıkan şu telefonu nasıl alabiliriz? Niye artık şu komşum bugün ortalıkta hiç görünmüyor hasta mı oldu acaba ya da arkadaşım okula gelmedi neden diye merak edip,düşünmüyoruz. Biz artık neden düşünmüyoruz? Neden sevmiyoruz? Ne zaman birbirimize tahammül edemeyecek durumlara geldik? Biz böyle insanlar mıydık? Soru soralım sorgulayalım, düşünelim ve birbirimizi sevelim. Ne zaman ne olacağını bilemiyoruz, tutun sevdiklerinizin kalbinden, zaman kısa…