in

Stefan Zweig

Uzun zamandır yazmayı beklediğim biriydi Zweig.Nereli olduğu ne kadar yaşadığı bunlar sadece sayılar ve belgeler.. Bunları bırakalım ve ona eğilelim istiyorum.Ona eğilelim çünkü o, insana insanın en derin arzularına eğildi.Çoğu zaman bir kadını bir kadın kadar iyi anlattı kimi zaman anlattıklarını yaşadı tıpkı Nietzsche’yi anlatırken o olduğu, Magellan’ı o kadar az kaynağa rağmen anlatmayı başarırken de Magellan olduğu gibi.Elbette eserlerinde derin Alman felsefesi ve Fransız betimleyiciliğinin etkisini, özellikle de daha çocukluk zamanlarından başlayarak aldığı eğitimin etkilerini görüyoruz.Dr B (Satranç) sanatı ve estetiği temsil ederken o dönemde Avrupa’da kendisinden olmayan aydın bırakmayan faşizmi temsil eden Czentovic’in, Dr B ile çatışmalarını okuyucuya edebi bir şekilde sunuyor Zweig.Sadece bu iki karakter değil, Zweig’ın psikolojiye olan ilgisi, yarattığı karakterlere kağıt üzerinde ayrı bir boyut kazandırıyor. Kahramanlarının iç dünyalarını psikolojik bakımdan derin tasvirlerle ele alıyor ve genellikle rahatsız, asosyal, bazen şizofren karakterleri işliyor. Bunlar, Satranç’ta Dr. B., Sabırsız Yürek’te Edith, Kızıl Hastası’nda Bertold Berger, Dünün Dünyası’nda ise Stefan Zweig olarak karşımıza çıkıyor.Faşizm dalga dalga tüm avrupayı yakarken bu yangından sanatın her dalı nasıl zehirlendiyse Zweig’ın da hayata bakışı, umudu öylece zehirleniyor.Ve Czentovic’le Dr B satrançta birbirleriyle karşı karşıyayken O, Montaigne’in “En gönüllü ölüm, ölümlerin en güzelidir.” sözüyle kendisini bulmuştur.
Czentovic yenildi.Fakat o ve eşi bu yenilgiyi göremeden şu cümlelerle aramızdan ayrıldılar. “Bütün dostlarımı selamlarım! Umarım, uzun gecenin ardından gelecek olan sabahın kızıllığını hala görebilirler, ben, çok sabırsız olan ben, onların önünden gidiyorum.”
#zweig #book #isbankasi #kitap #deneme #stefanzweig

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Kırmızı Yazar

Written by Cansu Aydın

Eski hukuk öğrencisi.
Şimdilerde ODTÜ / Phil

Bir cevap yazın