Su dağlarında yaşardı gözlerim
Bazen sığlaşırdım
Damıttığımda, içimin selini göğsüme.
Bazen de
Sığınacağım tek yer olurdu omzum
Şiddeti derin bir afette.
Ömrümün dergahında mavi yağmura dair
Üzerime geçirdiğim kızılca bulut
Unut diyor, bana unut
Hatıramın zulasından bir narin şair
Gözde tüten evleri…
Mevsimsiz bir dünyaymış burası
Bilseniz nasıl ahh…
Baharları yazları
Sonsuzluk küplerinde
Saklanırmış akşamları.
Çimdik attığım sabahlarım oldu
Uyanmak nedir bilmeyen.
Üzerime yığılırdı gün üşüten saatler
Açık havada unutulan bir çiy tanesi
Kırılırken ışıkta
Ciğerlerime kadar işlerdi
Gamzesi sönük şebnemler.
Giyindiğinde geçmiş zaman
Gül yırtığı elbisesini
Duvarımda s’üzülürdü
Merhametli gölgeler.
Çocukluğumun ziline
Basıp kaçarken biri
Üzerinden dökülürdü
Kapkara küfler
Ödünç aldığım sevgiler vardı…
Bir saç okşamasına, koca bir sokak temizlemişliğim
Yine de değeri bende saklı.
Bir keresinde her gün gittiğim
O yolu unuttum
Yabancıladım istikametini
Kaldırımlarımı yakmışlar kaldırımlarımı!
Bilemezdim,
Bilemezdim çocukluğumun
Bu kadar sahipsiz kalacağını.
Karşımda yürek yanığı bir fotoğraf
Çekiyorum dumanını içimee içimee
Bir gün daha mırıldanarak batıyor
Kaynar sandığım kırıklarıma
Ahestee ahestee.
EbRuAsya//