in

Yazıyorum haberin yok

Sıradaki şarkı yine bize gelsin, hadi bakalım.

Kafamda bin tane tilki var ve asla kuyrukları birbirine değmiyor. Düşünüp duruyorum; geleceğim ne olacak? Acaba geleceğim olacak mı? Evlilik bir seçim midir? Zeki Müren’de bizi görecek mi? Şaka bir yana, bu sene eğer ters bir şey olmazsa ki  (kesin olur) mezun olmak gibi bir düşüncem var. Mutsuz, umutsuz ve de garibim bakın cidden garibim, kendimi bir anda beş yaş büyümüş, bazı şeylere geç kalmış, hayatın sillesini yemiş ama çaktırmamış gibi hissediyorum. Bütün aşklar yalan dolan, ağlamaklar boş, isyan etmeler gereksiz geliyor artık gözüme.Yani bilemiyorum.

İnsanları gözümde fazla büyüttüğümü fark ettim, herkes aynı oysa ki etten, kemikten oluşmuş, bebek olmuş, çocuk olmuş, büyümüş, yürümüş, sonunda toprakla buluşmuş yani aynı döngünün içinde. Bilmiyorum bazen insanlara çok değer veriyormuşum gibi geliyor, size de oluyordur bence. Bunu tanımakla hayatımın hatasını yapmışım dediğiniz sizi hayattan soğutan, yaşamın sebebini sorgulatan, değişik, dövülesi insanlar ile muhatap olmak zorunda kalmış olabilirsiniz. Şahsen bana hep oluyor, benim sınavımda bu deyip alttan alabiliyorum ama bazen deli damarım tutuyor ve ben bile kendimi tanıyamıyorum.İnsanlar niye böyle? Neden şu koskoca dünyada bir tek kendileri varmışçasına yaşayıp kendilerinden aşağıda gördüklerini yok sayıyorlar?Neden bir insanın kusuruyla dalga geçmek bu kadar komik geliyor bazılarına?

Bilemiyorum. Düşünmekten deliriyorum bazen. Bu kadar düşünmemin ardında yaşım daha küçükken yaşadığım olumsuz olaylar yatıyor galiba. İnsanlara anlatıyorum bazen lisedeyken dışlandığımı, dış görünüşümle dalga geçildiğini, o dönemde psikolojik destek gördüğümü, okulu bırakmak istediğimi. Saçma olduğunu düşünüyorlar ama emin olun değildi, o kadar çok kırıldım ki kendini dünyanın merkezinde zanneden, şaka anlayışları insanları incitmekten ibaret olan insanlar tarafından ne yaşarsam yaşayayım gülüp geçmeyi öğretti bu bana. Deli olduğumu düşünüyorlar ay evet delirdim. Ama beni siz delirttiniz!

Yaşadıklarım bana başkaları için değil kendim için giyinmeyi veya süslenmeyi,kendi doğrularımı yaşamayı, dilediğimce eğlenmeyi, yalnız olabilmeyi öğretti. Geçen gün dünya kız çocukları günüydü. Benim bir kızım yok ama olsaydı ona ne olursa olsun kendi olmaktan vazgeçmemesini öğütlerdim haa birde sevmeyi. Bu toplum kız çocuklarına anne olmayı öğütlüyor, pembe elbiseleri, prensesliği uygun görüyor,oyuncak arabasıyla oynayan bir kız çocuğu gördüğünde eline bebeğini tutuşturuveriyor, örgü örmeyi,dantel yapmayı,yemeği ve temizliği öğretiyor, kahkahalarını yasaklamaya,güzel gözlerindeki ışığı söndürmeye çalışıyor,yıpratıyor. Ve büyüyor kız çocuğu bunalımlarıyla tam teşekkülü bir Türk kadını oluyor,yapabileceği hiçbir şeyi yapamadan yitip gidiyor.İçinizdeki çocuğu öldürmeyin ne olur, sen kadınsın yapamazsın diyenlere inat aşın engelleri, yıkın bütün kokuşmuş algıları ve kendiniz olamaktan vazgeçmeyin.

Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. Gideyim de un helvası yapayım, içine de dertlerimi katayım sonrada belki dans ederim.Hadi Allah’a emanet olun.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Kırmızı Yazar

Written by Neva

İnsanlığa sevmeyi öğretelim.Zira sevgisizlik adam öldürüyor.

Bir cevap yazın

Bir Yorum