in

Hatırladım

Hatırladım. Hatırladım Remzi. Sen de vardın o gün o kafede. Bizi görünce rahatsız etmemek için başını hafifçe eğerek selam vermiştin, ben de seni taklit etmiştim. Üst katındaydık kafenin. Bak ne de güzel hatırlattın şimdi bana. Hep giderdik biz o kafeye. Herkeslerden uzak olmaya. Kendimizden de. İçimizdeki yüz tane bizlerden uzak kalabilmeye. Çoktuk dışarıda. Evimizdi orası. Bizdik sadece. Bak ne güzel fark ettirdin bana. Kahve içerdik. Bilemeden bakardık birbirimizin falına. Beraber ilerlesin istediğimiz hayatlarımız vardı. Birbirimize itiraf edemez, fallarda aynı yolları kesiştirirdik. Gülümserdik mahcup, söyleyemezdik. Bir farklı olurduk oradayken. Yüzümüz değil gönlümüz gülerdi sanki. Senin de hayatında gönlünü güldürenin vardır inşallah Remzi.

Çok vaktimiz yoktu bizim. İçimizdeki yüz tane ortaya çıkıverirdi hemen. Gelir bulurlardı bizi. Ben daha çok sustururdum da O yapamazdı. İstemeye istemeye dinlerdi. Yüz tane içindekini. Hayatlarımız devam ederdi bizden başka. Vaktimiz devamdan da kısıtlıydı hani. Ben bitirirdim işlerimi, o başlardı. Bitişle başlayış arasındaki dar vakitlere altı yıl sığdırdık biz Remzi. Hayatlarımız nasıl yollarındaysa,biz de kendi yollarımızdaydık. Kesiştirirdik bir şekilde. Bak birinde seni de kesiştirmişiz o yola. Ne de güzel kesiştirttin bana.

Sohbet ederdik tabii ya. Susarak falan da değil. Heyecanlanınca uzayan seslerim vardı benim. Do’larım, Si’lerim. Hepsini uzun uzadıya söylerdim. O da dinlerdi dar vaktinde. Gözlerini ellerime dike dike. Elinde ne iplik ne iğne vardı. Dudaklarıyla öpe öpe dikerdi gözlerini. Eyvallahlarım havada bulut olurdu. Kahve fincanının kenarına yağmur yağardı. Bak ne de güzel ıslattın bizi Remzi.

İçerdim ya. O’nunlayken de çok sigara içerdim. Ama bi tane paket olurdu masada. Aynı sigaranın çok zehrini bulaştırdık ciğerimize. Kesiştirdiğimiz aynı ölümlerimiz vardı. Sekizkatlıbinalarınyedincikatlarından, kuşlara selam vere vere. Güney Afrika’nın bilmem neresinde kaptığımız bir virüsü beraber yayarak tenimize. Bak ne de güzel öldürdün beni.

Hatırlamak, unuttuğunun ardından söylenir ya Remzi. Unutmadım. Unutamadım.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Okur

Written by Orkun Kayra Akyüz

Acıyı sevecek kadar aptal, acıtanı sevecek kadar aşık, tütün sarabilecek kadar becerikli, bağzı kitapları gece onikiden sonra okuyabilecek kadar miyopum.
hoşgeldin :)

Bir cevap yazın