in

Orta Çağ’da cadılık, günümüzde önyargı!

Başlığı gördüğünüzde ”ne alaka” dediğinizi duyar gibiyim. Ancak birazdan açıklayacağım örneklerle birlikte aralarında bir ilişki kuracağımı göreceksiniz .

Orta çağ Batı Uygarlığı içerisinde bir çok anlam verilemeyen ancak nedenlerini sorguladığımızda bambaşka sonuçlara ulaştığımız tonla olay vardır. Bunlardan bir tanesi ise cadılık idi.

Bu olay Orta çağ’da değişik bir sistem üzerine kuruluydu. Şöyle ki; cadılık aslında bir nevi sapkınlıktı. Yani insanlara bu şekilde empoze edilmişti. Hristiyanlık dinine mensup olanların istemedikleri ve düşmanları olan şeytan ile işbirliği yapmış kişi olarak tanımladıkları cadılar, -tahmin etmesi zor olmasa gerek-  insanlar tarafından adeta ürkülen ve dışlanan kişileri içeriyordu. Asıl ilginç olanı ise ”cadı” kavramının bir cinsiyet belirtmemesine karşın cadı damgası yiyen insanların %90’ı kadınlar oluyordu. Bu sayede Avrupa’da ilerleyen süreçte cadılık konusu hakkında yazılan romanlar, şiirler vb. eserler , günümüzdeki çizgi filmlerde bile bir kadın silüeti olarak karşımıza çıkmaktadır . Aslında bunun bir diğer sebebi de Kitab-ı Mukaddes’te yazan şu satırdır ;

    “Efsuncu kadını yaşatmayacaksın” (Çıkış 22:18)

    İnsanlar tarih boyunca hep çok inanıyorlar değil mi ?

Şimdi gelelim günümüzdeki önyargı ile bunun nasıl bir alakası olduğuna .

Bir köy düşünün. Bu köyde insanlar dönemin şartlarına göre yaşamlarına devam etmektedirler. Eğer bir insan, gidip bölgenin din görevlisine sadece ‘‘önyargısının” söylediği şekliyle bir ”cadılık” suçlamasında bulunursa, suçladığı kişi hiçbir sorgu sual işlemi görmeden anında yargılanıyordu. Ve bu bahsettiğimiz yargılama , sözlü bir yargılama değil , tamamen işkenceye dayalıydı. Dil, göğüs, kulak kesme… Ağır bir taşın üzerine yüklenmesi, tırnaklarının çekilmesi, bütün saçlarının başının üzerinden tek tek yolunması …

Yani anlayacağınız üzere bir kişi bir diğerine cadılık suçlamasında bulunduysa, kişi sorgusuz sualsiz bu işkence aşamalarından geçmekteydi. ”İnkar etsin” dediğinizi duyar gibiyim. İnkar ediyordu, ancak kime ne faydası olabilir. Tek çaresi bunu kabul etmesi gibi duruyor değil mi? Çünkü kabul ederse acı çekmeyecek, ölecek, tabi yanarak. Ama şanslıysa eğer öldükten sonra yakılır.

Küçük bir not da vereyim, kişi eğer cadı olduğunu işkence sırasında itiraf ederse, bu itiraf geçersiz sayılıyordu. Çünkü bunu acı çektiği için söylüyor deniyordu. Bak sen, acı çekiyormuş demek ki. En azından bunun farkındalar .

İşte bahsettiğimiz günümüz önyargısını gördünüz değil mi? Bir insanın diğeri sevmeyip suçlaması dahi işkence yaşamasına yeterli olan zamanları atlattık ancak, bu işkenceler ruhani bir biçimde devam ediyor. İnkar edebilir misiniz ?

Bir insanın önyargı kurbanı olduğu zaman ona asla empati gösteremezsiniz. Onu anlamanız için onun yaşadıklarını aynen yaşamanız gerekir. İnanın bana fiziki bir işkenceye maruz kalmıyorsunuz. Ancak bu işkencenin 21. yüzyıl hali bambaşka boyutlarda .

Siz siz olun, kimsenin hayatına karışmayın veya kimseyi aklınıza uygun bir biçimde yargılamayın. Çünkü bunu yaptığınızda sizin ağzınızdan 3-4 cümle çıkmış olacak. Ancak aktardığınız insanların gözünde, o suçladığınız kişi bir ”cadı” olarak kalacak.

Neyse.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Kırmızı Yazar

Written by Erdinç Ofli

Tarihçi aday adayı , Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi/Tarih
''Ne bulursa okur'' denilen cinsten.
En büyük hayali Tarihçi olmak ve dünyaya kurtuluş yolunun geçmişin izlerinde araştırılması gerektiğini göstermektir .

Bir cevap yazın