in

Severek ayrılamayanlar

Kendimi bildim bileli aşk konusunda amansız bir ateist, sevmek konusunda da korkak biriydim. Hayatıma girip beni en çok etkileyen adam lise yıllarımda belki de en zor zamanlarımda geldi hayatımın kıyısına, köşesine. Benim kenarlarım uçurumdur keşke bunu bilseydi. Aramızdaki şey iki sevgilinin sevgisinden öte iki dostun sevgisiydi. Birbirimizin eliydik, koluyduk. Birimiz düşsek diğerimiz yorulmadan sırtında taşırdı, birimiz ağlasak bir anda ikimizde kahkaha atarken bulurduk kendimizi nasıl olurdu bilmezdim ama öyleydi. Sonra birkaç kişi daha oldu ama geçici ve dikiş tutmayan flörtlerdi. Hep sebebi kendimde aradım, takıntılarım dedim, korkularım dedim, dedim de dedim. Hep kendimizde ararken kendimizi kaybettik, ben de kaybettim.

Bir anda, hazırlıksız yakalandım sana, harbi hazırlıksızdım koltukta dizi çıkmış pijamalarımla bir bacağımı kaf dağının tepesine atmış izdivaç programı izliyordum. Senin fikrin çıktı geldi karşıma, kapattım gözlerimi baktım fikrine bakakaldım. Kapkaranlık ya kalbimin içi, en son yıllar önce açılmış ya korktum uyar mısın bu kalbe diye? İzin verdim kalsın dedim, kimler girmeye yazdı bu kalbe sen mi gireceksin sanki dedim. İnsan olmaz dememeliymiş hiçbirşeye, öyle güzeldin ki, öyle muhteşem bir yaratılıştın ki, öyle güzel uyuyordun ki ruhumun her kıvrımına ve köşesine kalbimi kendi ellerimle çıkarıp sana verdim. O gün gözlerimin içine bakıp “Sevgilim olur musun?” dediğinde kafamda biriken tüm zorluklar silinip gitti, o gün doğum günümdü ve sen gözlerimin içine baktın yeniden doğdum, ellerimden tuttun yeniden doğum, ellerimi sayısız kez öptün yeniden doğdum, bana sarıldın her hücremde hissettim seni. O günden sonra günden güne içimdeki sevgi ve senin olma arzusu beni ele geçirdi, hergün “galiba geçen gece aşık oldum” diyerek uyanıp ertesi gün “yok dün aşık olmuş olamam çünkü bugün daha çok seviyorum” dedim. Düşünsene ben aşka inanmayan kadın hergün korka korka sana daha da aşık oldum.

Aramızda mesafeler vardı sevgilim. Çok değildi belki bir kaç yüz tarla, binlerce ağaç, onlarca dağ ve tepe vardı ama çok uzak olan neydi biliyor musun? Sen. Çok geç cümlelerin değdi kalbime, çok geç inandım sana. Ben kendimi sana umarsızca açtım, peki sen neden açmadın? Yoruldum önce, sonra takatim kalmadı. Bir gece oturdum senin için içtim, severken ayrıldım senden. İnsanın acısı çeşit çeşit olurmuş, sen bana en büyük acıyı yaşattın, ben o sabah kalbimi bulamadan uyandım, insan çok büyük acı çekince hissedemezmiş meğer ben hiçbirşey hissedemedim o sabah, bedenim buz kesmişti, gözlerim bomboştu, aklımı da bulamadım duygulardaydım o gece orda kalmıştır dedim. Sabah kalktım sana ayrılalım dediğim odaya gittim, bira şişeleri, vardı heryer izmaritti ceketimi bırakmışım bir de. Ne yaptım biliyor musun, oturdum bir sigara yaktım, bir tane daha gittim geri uyudum. Nasıl anlatayım sana bilemiyorum böyle hissizsin ama bişeyler parçalanıyor içinde. O sefer ayrılmadık ama şimdi birbirimizi yok ederek bitireceğiz bizi, birbirimizi.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Okur

Written by Nihan

ben mi ben merkezciyim, benim dışımda herkes mi benmerkezci? ikileminde tıkanıp kalmış, felsefi ikilemlere beyin fırtınası yapmaya bayılan, melankolik ankarasına aşık, deli dolu, bayan değil kadın.

Bir cevap yazın