in

Çocukların İdamı

Asırlardır yükselen medeniyet

Ellerimiz ve vücutlarımız üstünde

Ki hatta kanımızı oluk oluk içen bu medeniyet

Büyük,kumdan bir kale gibi

Şöyle bir kurcaladın mı içini

Dökülüyor yere kumları

Ama öylece bırakıp beklersen

Yükseliyor günden güne

Büyüyor sessiz ve sükunetle

Ve en iyisi toparlanıyor ihtiyaç olduğunda

Fakat bazen öyle adamlar geliyor ki

Bize dar gelen bu kocaman dünyaya

Tekmeliyiveriyorlar kumdan kalemizi

Sonra onlarca akarsu duruyor apansız

Zevksiz ve yersiz taş bloklara çarparak

Yönü değişiyor yaşayan sincap ve kunduzların

Çoğu ölüyor susuzluktan

Ya da mutsuzluktan

Sonra binlerce insan meydanlarda toplanıp

Nefret eder oluyor

Daha önce sevdiği ne varsa

Umuttan ve yaşamaktan

Ve hatta ışıktan yoksun

Bir ömrü kabul eder oluyor

Sonra milyonlarcası unutarak gölgesini

Ardında beyaz bir bulutun

Saniyeyi bile doldurmadan ölme süreleri

Yok oluyorlar aniden

İşledikleri toprağa karışamadan

Ve sonra aynı bıyık,aynı ses

Aynı nefret ve aynı heves

İçerimizdeki kötülüğe dokunan ne varsa

Peydah oluyor kaftanlı ve bıyıklı o başkasında

Tam da o sıralarda

On kez şahit olmuş

Dünyanın tam dönüşüne

Minik bir kız

Öldürmek istiyor yaşamaktan önce

Yani bizim bu kumdan medeniyetimiz

Ağır ağır akıyor bir yerlerinden

Ve artık derdimiz

Nasıl öleceğimiz hesap etmek oluyor

Nasıl yaşayacağımızdan evvel

Ve siliniyor hayallerimizden ulaşmak yıldızlara

Temizlemek umutsuz yasaları

Ya da uzatmak olmuyor amacımız ömrünü çiçeklerin

İnsanlarınkini de uzatırken

Öldürmek oluyor tesellimiz

Umutsuz yaşarken.sand castle 768261 1920

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Okur

Written by Alper Atabek

Gözümden dünya,doyuracak mı gözünden dünyayı merak eder dururum.Yazar,sorar,öfkelenir ve nefeslenirim.

Bir cevap yazın