”Ay Yıldızım” değişecekmiş,
Göz yumar mı benim dedem.
Ben Türk olarak doğmayacak mışım,
Razı gelir mi benim dedem?
Yavuklusu, nenem varmış, bakar mı benim dedem,
Düşman çizmesi toprağa basarken.
Dedem baksa durdurur mu nenem!
Anası babası yokmuş,
Dilinde Allah nidaları yükselirken yalnız kalır mı benim dedem!
Giymiş ayağına bir bez parçası,
Yemek yokmuş,
Aç kalır mı benim dedem ?
250 kiloymuş ağır mı gelir ?
Mermisi yokmuş, Süngüsü varya dedemin.
15 yaşındaymış korkar mı benim dedem!
Nisanda yoluna dikenler uzarmış,
Basmaktan çekinir mi benim dedem!
Kendi dikeni batar mı ona ?
Düşman 7 düvelmiş korkar mı hiç!
1916’nın kışı tipi, fırtına, hava soğuk,
Belinde ince bir bez,
O iman gücü olduktan sonra üşür mü benim dedem.
19:57 27.11.2016
Türklerden bahsediyorum… Düşmanına saldırırken amansız bir kasırgaya, korkunç bir denize ve insafsız bir yıldırıma benzeyen Türk; dost yanında ve silahsız düşman karşısında bir seher yelidir, berrak bir göldür. Gönül açan bu yeli yıldırma, göz kamaştıran bu gölü coşkun bir denize çevirmek tabiatıda inciten bir gaflet olur.
– Tasso / İtalyan Şair
Gene super yazmissin senin elindende her is geliyo birader