in

Avuçlarımdaki Turabi Gül’ den…

Gün doğanda bir gül kondu avuçlarıma. Ne kızıl ne de siyahi bir gonca. Toprak rengiydi anlayacağın. Kesif, koyu, soğuk ve de nemli. Toprak rengiydi dedim ya bütün renkleri göğsünde tomurcuklandıran toprak. Göremedim, gün oldu devran döndü keskin bir sızıyla açıldı gözlerim. Ne büyük ironi, oysa acı da sızı da yandaştı nefesime nicedir. Ki bu nice denen zaman birimi zannımca kalubelaya değin erişir. Göremedim dedim ya yalan dedim bilesin. Zira yalan benim en büyük sığınağım en arsız sırdaşımdır. Bakma adına yalan dedimse; senin bildiğin cinsten, kötü huylu bir cüzzam da değildir. Aksine bütün kirlere inat yağmurda ıslanarak temizlenmiştir benim yalanlarım. Ha, belki beyaz da değildir lakin beyazın bir renk olduğunu sana kim belletmiştir? Ah küçüğüm, bu kadar küçük olmasam sana bu kadar büyük mevzular açar mıydım sanıyorsun!
Neyse, biz turabi gülümüze dönelim iyisi mi. Görmek adına verdiğim savaşım köreltirken yüreğimi, yolun bu olmadığına aydım. Beyhude bir sancılı sanrı yumağı olmuştum, baktıkça göremiyor göremedikçe bakıp duruyordum. O keskin bir sızıyla açılan gözlerim dedim ya, yine yalan söyledim. Belkide ilk kez doğru durakta demlendim, bilemedim.
Anla beni, bir gün kapadım gözlerimi sımsıkı, sandım ki ne kadar kapanırsa o kadar kocaman açacağım. Tam da o an, orada olan oldu. Görüyordum ilk defa üstelik gözlerim sımsıkı kapalı hala.
Naptın sen be dostum! Yıllar yılı , gün be gün açtın gözlerini dıştaki dünyaya oysa cevap içerinde boy vermişti.
Ne büyük bir gaflet Rabbim, gül tenimden akan irinlerin şifasını elden dilenmişim bunca zaman! Olacak iş mi bu şimdi, veled-i cahilim. Benim yaramsa madem deva nereden sende olmalı zira yarayı sen açtınsa ben besledim bütün mevcudiyetimle.
Sen de kimsin hoyrat çocuk(!) Acıttın mı sandın , kanattın mı?
Ben yaptım! Kendi ellerimle kanattım yaramı, sabırla baş tutturup hışımla yoldum her daim. Böyle böyle büyüttüm onu. Sen mi acıttın benim canımı? Şaşarım aklına acuze. Ben yaptım ve evet göremedim zaten hiç de görmek istemedim esasında. Ya da yanıldım, sandım ki bir tek göz görür, bekle bekle belki görür.
Ve şimdi sana kötü bir haberim var. Kulak ver bu yana, yanaş yamacıma. El çektim yaramdan, azat ettim azabımı, seni de havale ettim Hikmet Sahibi’nin kudretine.
Ve o turabi gül bugün yedi rengini fışkırttı göğsünden, bilesin!
Bana inanmıyor musun, görmek mi istiyorsun?
Peki,
KAPAT GÖZLERİNİ SIMSIKI, SIMSIKISIMSIKISIMSIK…

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Kırmızı Yazar

Written by Pİ Sayısı

Bir cevap yazın