in

Barnum (Forer) Etkisi

Forer etkisi (P. T. Barnum’un gözlemlerinden sonra Barnum Etkisi olarak da adlandırılmıştır) bireylerin, özellikle kendileri için hazırlanmış gibi görünen ama aslında büyük çoğunluktaki insanlara uyacak kadar genel ve belirsiz kişilik betimlemelerine yüksek puan verme eğilimlerini anlatan bir gözlemdir. Bu etki, astroloji, grafoloji, falcılık ve kişilik testlerinin bazı türleri gibi yaygın olarak kabul görmüş inanış ve uygulamalar için kısmen açıklama getirmektedir.

Bununla ilgili ve daha genel bir etki ise kişisel onaylamadır. Kişisel onaylama, birbiriyle alakası olmayan ya da tamamıyla rastsal olan iki olay, bir inanış, beklenti ya da hipotez bir ilişkilendirmeye ihtiyaç duyduğundan dolayı, ilişkiliymiş gibi algılanması durumudur. Bundan dolayı insanlar, kendi kişiliklerini algılayışlarıyla, burçlarının gösterdikleri arasında ilişki kurmaya yatkındırlar.

Bir psikolog olan Forer,1948 yılında bir dersinde öğrencilerine bir kişilik ölçeği vermiş,sonrasında,bir burç sayfasından aldığı aşağıdaki açıklamayı verip, öğrencilerinden bu açıklamanın kendilerini ne kadar yansıttığını 1’den 5e kadar değerlendirmelerini istemiştir.

1.Beni hiç yansıtmıyor
2.Beni pek yansıtmıyor
3.Beni çok yasıtıyor
4.Beni biraz yansıtıyor
5.Beni tamamen yansıtıyor

Başka insanların seni sevmesi veya saygı duyması hoşuna gidiyor ama buna rağmen kendi içinde kendini eleştirme eğilimindesin. Bazı zayıflıkların olsa da bunları telafi edebiliyorsun. Tamamını kullanmadığın ve zamanın olsa şu an yapabildiklerinden çok daha iyisini ve fazlasını yapabilecek bir potansiyelin var. Dışarıdan disiplinli ve kontrollü biri gibi görünüyorsun ama içinde ufak da olsa kaygı ve yer yer güvensizlik hissetme eğilimdesin. Bazen yaptığın bir şeyin veya verdiğin bir kararın doğru olup olmadığı konusunda ciddi şüpheler duyuyorsun, kararsızlıklar yaşıyorsun. Etrafında sınırlar ve kısıtlamalar olması asla hoşuna gitmez bu ruhuna aykırı. Düşüncelerinde bağımsız birisin ve başkalarının söylediklerinin doğruluğu için yeterli kanıt görmek senin için önemli. Bazen sosyal ve dışa dönükken; bazen de içe kapanık, endişeli ve suskunsun. Bazı isteklerin veya planların mevcut şartlarda fazla hayalci olsa da bunun farkındasın ve bunu bilerek özellikle geleceğe dair planların için mantıklı ve akıllıca hareket etmeye çalışıyorsun.

Ortalama,4,26 çıkmıştır.Birçok katılımcı, bu açıklamanın kendilerine özgü özellikleri yansıttığını ileri sürmüştür.

Forer’in bu çalışmayı yaptığı 1948 yılından sonra ise, aynı çalışma, çeşitli katılımcı öbekleriyle defalarca yinelenmiş ve ortalama, genellikle 4,2 çıkmıştır.

Açıklama, gerçekte, herkesi yansıtmakta; okurların benliğini okşayacak bir biçimde yazıldığı için, birçok insana çekici gelmektedir. Açıklamanın tüm sözel(totolojik) bir niteliği vardır. Diğer bir deyişle , bütün seçenekleri içermektedir. Örneğin, bir insan,” bugün ya yağmur yağacak ya da yağmayacak” derse, bir bilgi vermemiş olmamaktadır. Ya da bir öğrenci,”bu sınavdan ya iyi not alacağım ya da kötü not alacağım derse,yine, yeni bir şey söylemiş olmamaktadır.

Burada ilginç olan nokta ise şu; Forer bütün öğrencilerine aynı kişilik analizini dağıtmış.Her öğrencinin kişiliği aynı olmayacağına göre bu nasıl olur diyorsunuz.Bu şöyle oluyor: Kişilik analizinde genel geçer cümleler kullanıyorsunuz.Yuvarlak,ölçülü,genel geçerliliği olan şeyler söylüyorsunuz.Mesela: “Ara sıra kararsız kaldığınız olur”, ya da “ Sevdiklerinizi çok sever, düşmanlarınızdan nefret edersiniz.” Gibisinden.Böylece herkes üç aşağı beş yukarı uyabilecek bir analiz oluyor hazırladığınız.

Richard Dawkins – Astroloji Üzerine

“Astroloji o kadar yaygın ki herkes burcunun verdiği karakterle birleşme konusunda kendisini şartlıyor. İngiliz nüfusunun çeyreği, astrolojiye inandığını söylüyor. Bu, İngiltere’de hiçbir tanrı dininin ulaşamadığı kadar yüksek bir yüzde. Her geçen gün, yıldız falları gazetelerde bilimin aldığından daha fazla yer alıyor. Toplumun tekdüzeleştirilmesine karşı oluşan modern tepkiyi göz önüne aldığımızda oldukça garip kaçıyor.

Bir gazete böyle bir makale yayınladığında nasıl tepki vermeliyiz?

Almanlar: Çalışkan ve sistemli olmak sizin doğanızda var. Özel ilişkilerinizde ise özellikle bu akşam, kurallara uyma konusundaki eğiliminizi frenlemeniz gerekiyor.
Çinliler: Bilinmezliğin birçok avantajı olabilir ama bugün size yıkım getirmesi olası.
İngilizler: Üst dudağı hareket ettirmeden konuşma yeteneğiniz işinizde başarı getirebilir fakat rahatlamayı deneyin ve sosyal dünyanızda kendinizi serbest bırakın.

Ve diğer 12 milliyet tipi şeklinde devam ediyor… Elbette, yıldız falı yazıları bu kadar saldırgan değil. Fakat kendimize ikisinin arasındaki farkın nerede yattığını sormalıyız. İkisi de insanlar arasında hiçbir kanıta dayanmadan, uysalca bir ayrımcılıkla farklı gruplar oluşturuyor.

Hep 21. Yüzyılda bilim ve mantığının ışıltılı bir yükselişe geçeceğini düşünmüşümdür. Ama her geçen gün cehaletin sislerine geri dönmemiz için teşvik ediliyoruz. Astroloji, özenle hazırlanmış sahte bilim ile oluşturulmuş kadim bir inanç sistemidir. Küstahca insanı evrenin merkezi haline getirir. Gezegenlerin hareketleri kendi kariyerimizle veya aşk hayatımızla ilgili belirli işaretler barındırmalıdır.
Astroloji, M.S. 2. Yüzyıl’da filozof Batlamyus tarafından geliştirildi ve o zamandan beri zerre ilerlemedi. Yeni gezegenler bulunmasına ve dünyanın dönüş yörüngesinin Batlamyus’un çizdiğinden23 derece kaymasına rağmen. İlk keşfedildiğinde hiçbir şey ifade etmiyordu. Şimdi bundan bile daha az şey ifade ediyor.

Küçük bir deneme hazırladım. Rastgele 20 kişi seçtik. Onlardan Oğlak Burcu’nun o haftadaki yıldız falını okumalarını istedik. Fakat test için onlara kendi burçları olduğunu söyledik. Astrologlar, bu falın tek Oğlak Burcu’na uyması gerektiğini söylüyor. Fakat işin aslı ne?

Kova burçlu bir adamın yorumu: Evet doğru olabilir.
Yay burçlu bir kadının yorumu: Doğrusunu söylemek gerekirse bu hafta Merkür’ün enerjisini hissetmiştim. Çünkü etrafımda tartışmalar ve huysuzluklar vardı biraz. Şimdi daha anlaşılır oldu.
Koç burçlu bir kadının yorumu: Ne saçma şey!
Yay burçlu adamın yorumu: Bana uyduğu gibi, başkasına da uyabilir.
Yengeç burçlu bir kadının yorumu: Evet, hemen hemen… İspanya’ya Flamenko kursuna gideceğim.
Aslan burçlu bir adamın yorumu: Bana sadece bu hafta için uymasına gerek yok. Genel olarak da uyabilir.
Balık burçlu bir kadının yorumu: Sadece saçmalık!
Oğlak burçlu kadının yorumu: Şuan değil! Hayır…

Yıldız falının kendisine uyduğunu söyleyenlerle uymadığını söyleyenlerin sayısı eşit çıktı. Daha büyük anketlerde de benzer sonuçlar ortaya çıkıyor. Teknik olarak Oğlak’ımız haricinde kimseden bu yıldız falına onay gelmemeliydi.

“ASTROLOJİ BİLİMSEL İLERLEYİŞİ REDDEDİYOR, EVRENİ KÜÇÜMSÜYOR”

Bunu çok mu ciddiye alıyorum? Bence Astroloji halkı yanlış yönlendiriliyor. Bilimsel bir ilerleyişi reddediyor ve evreni küçümsüyor. Evrene bakmanın çok daha zengin yolları var. Astronomi, insan zekasının bir zaferi. Kanıtlarla beslenen gerçek bir bilim. Bırakın astrologların yıldız haritalarını, o burçtan diğerine gezen gezegenleri… Gerçek bir gözlem evine gidin ve Samanyolu’nu gözleyin. Ya da kırsal bir alana gidin ve dolunaysız bir gecede arkanıza yaslanın ve yukarıdaki yıldızları seyretmeye başlayın… Derin ve karanlık bir gizem olmayan şey ise bu kuvvetli uydurmaların neden okuyucu ile uyum gösterdiğidir. Psikologlar bunu “Barnum etkisi” olarak adlandırıyorlar. İnsanlar bazı yargıları kendileriyle örtüştürme konusunda eğilimlidirler. Eğer bu ifadeler herkes tarafından kabul ve takdir edilen şeylerse…

Kaynakça :

Wikipedia

Blog milliyet

Net gazetesi

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Kahverengi Yazar

Written by Yakup Udül

Keyifli okumalar..

Bir cevap yazın