in

Galeazzo Ciano

Tarih dediğimiz zaman aklımıza ilk olarak önemli savaşlar, önemli liderler ve onların imzaladıkları önemli antlaşmalar gelir. Özellikle 1.Dünya savaşı ve onu takiben gerçekleşen 2.Dünya savaşını, liderlerini ve tarihi olaylarını bilir ve kolay kolay unutmayız. Hiroşima deyince atom bombasını ve bombanın yaşattığı yıkımı, Stalingrad deyince Hitlerin Almanya’sına müthiş direniş gösteren cepheyi hemen hatırlarız. Çünkü iyi öğrenmişizdir. 1.Dünya savaşı deyince tekerleme gibi itilaf ve ittifak devletlerini ardına ardına sıralayabiliriz. Dünya tarihinin diktatörleri kimlerdir diye bir soru sorulsa anında Adolf Hitler, Benito Mussolini, Josef Stalin, Francisco Franco ve Mao Zedong isimlerini söyleyerek soruları yanıtlamış oluruz. Elbette ki tarih sadece dünya savaşı ve liderlerden ibaret değildir. Herkes tarafından bilindiği için bu örneklerle başlamak ve bilinmeyene doğru gitmek tarihin başka bir yönünü anlamamızı sağlar. Tıpkı Galeazzo Ciano gibi çoğu insanın ilk defa ismini duyduğu bir tarihi kişiliği tanıyarak o yönü anlamaya çalışacağız.

Galeazzo Ciano, 18 Mart 1903‘te Birinci Dünya savaşında donanma kumandanı olan Amiral Costanzo Ciano ve eşi Carolina Pini’nin oğlu olarak Livorno’da dünyaya geldi. Roma Üniversitesi‘nde hukuk eğitimi almasının ardından Roma’daki bir gazetede kısa bir süre drama ve sanat eleştirmenliği yaptı.1925 yılında Dışişleri Bakanlığı’nın hizmetine girdi. Rio de Janeiro, Pekin ve Vatikan‘da görev yaptı. Buraya kadar Galeazzo Ciano’nun hayatının bir kısım bölümü ve hikayesi olarak adlandırabiliriz. Onun asıl hikayesi ve tarihi kişilik olarak ön plana çıkması 24 Nisan 1930 yılında olacaktır. Çünkü, Galeazzo Ciano tam da bu tarihte Benito Mussolini’nin kızı Edda’yla evlenerek İtalya’nın faşist diktatörü Mussolini’nin damadı olarak tarihin sayfalarında yerini almış olacaktır. Onun bu kadar önemli olması sadece Mussolinin damadı olmasından kaynaklanmıyordu. En azından Galeazzo Ciano böyle düşünmüş olabilirdi. Ciano zaten zengin bir ailenin üyesi olarak varlığını sürdürüyordu. Babası çok zengindi. Büyük büyük topraklara sahipti. Ayrıca basın-yayının en önemli göstergelerinden biri olan bir gazetenin patronuydu. Galeazzo Ciano zaten lüks bir yaşamın bağrından geliyordu. Sonuç olarak dünyadaki diğer zengin veletlerden biri olmasının yanında alt tarafı Mussolini’nin damadı olmuştu(!).

55eb32a9f018fbb8f8b1b302Damat Ciano, kayınpederi Mussolini sayesinde siyaset sahnesinde adım adım rüştünü ispat etmeye başlıyordu. Öncelikle başkonsolosluk yaptı. Başkonsolosluğun ardından Basın Bakanı oldu. İtalya ordusunda görev aldı. Onun görevi Etiyopya saldırısı sırasında bombardıman filosuna komutan olmaktı. Bu komutanlığı ona cesaret madalyasını getirmişti. En son olarak Dışişleri Bakanı oldu. O dönemdeki Faşizm ve Irkçılık Ciano’nun da ruhunu sarmıştı. Bu yüzden Faşizm ve Irkçılık konusunda itiraz etmiyordu. Buna karşın 1939 yılında İkinci Dünya savaşı başladığında İtalya’nın Almanya ile birlikte savaşa girmesini istemiyordu. Almanya ile birlikte savaşa girmek onun için delilikti. Hatta ahmaklık olarak görüyordu. Kayınpederi Mussolini gibi düşünmüyordu. Ciano için İtalya ordusunun bir savaşı kaldıracak gücü olmadığını düşünüyordu. Bu düşüncelerini sevgili kayınpederine de anlatıyordu. Hatta bununla yetinmeyerek fırsatını bulduğu her an her yerde çevresindekilerine anlatıyordu. Ama anlattıkları artık bir tür saygısızlık kisvesi altında gerçekleşiyordu. Gittiği her yerde kayınpederi hakkında atıp tutması onun için artık bir sonun başlangıcıydı. Mussolini, Damadını Dışişleri Bakanı görevinden alıp onu romanın merkezi Vatikan’a elçi olarak atadı. Mussolini için geçici bir çözüm gibi görünüyordu. Damadını Vatikan’da bulundurarak onu kontrol etmek istiyordu.

Mussolini için işler daha da zora girmişti. İkinci Dünya Savaşında kıyamet kopuyordu. Konsey toplantısı gerçekleşiyordu. O toplantıda Almanya’nın geri çekilme kararı açıklandıktan sonra bir oylama yapılıyor ve oylama sonunda Faşist Diktatör Benito Mussolini’nin Liderlikten atılma kararı açıklanıyor. İşin tuhaf tarafı da şu ki bu karar birinin büyük katkısıyla gerçekleşiyor. O biri sizce kim olabilir? Tabi ki Mussolini’nin biricik ve gözbebeği Damadı Ciano, ihanetin sıcak sularında gezinerek kayınpederine ihanet etmişti. Mussolini, damadının ihaneti karşısında tutuklanıyor. Belli bir süre Mussolini’yi farklı yerlerde esir tutuyorlar. En sonunda Hitlerin Almanya’sı onun tutulduğu yeri öğrenip Hitler’e haber veriyorlar. Adolf Hitler, dostu olan Mussolini için bir ekip gönderip onu kurtarıp esaretine son veriyor. Dostluğun böylesi ne görüldü ne duyuldu. Adolf Hitler, dostu Mussolini’yi kurtarmakla kalmayıp ona dünyanın en güzel sürprizini de getirtmişti. Bu sürpriz hepinizin tahmin edeceği üzere Damat Ciano’ydu. Faşist bir diktatör için hayal edilemez bir intikam şansı doğmuştu. Mussolini bu şansı tabi ki de kullanacaktı. Yargısız İnfaz yapılmaz misali onu sözde bir mahkemeye çıkarıyorlar. Sözde mahkeme çünkü, o mahkeme aslında mahkeme değildir. O mahkeme yalandan dolan kurgulanmış bir tiyatro oyunudur. Kural yerini bulsun diye onu mahkemeye çıkarıyorlar. Seri bir şekilde Ciano idama çarptırılıyor. Ciano’nun eşi Edda, babasına yalvarıp yakarıyor: ”Çocuklarımı babasız bırakma, yapma baba” diyerek babasına isyan etse de olmuyor. Babası bir kere kararını vermiştir. Onu kararından vazgeçirecek hiç bir güç olamaz.

Galeazzo Ciano, Benito Mussolini’nin liderlikten atılmasına oy veren Carlo Pareschi, Luciano Gottardi, Giovanni Marinelli ve Emilio de Bono ile birlikte sandalyeye ters oturtularak kurşuna diziliyor. Sanırım o dönemin Roma’sında olan ceza şekli böyleydi. Mussolini, ayrıca Damadı Ciano’nun ölüm anlarını izlemek için filme kaydettiriyor. Mussolini’nde kaderi tıpkı Ciano gibi olur ve Mussolini de tarihin yığınları arasına trajik bir sonla katılır.

65b38e61dbf7af0d4b5152199122c374 big r

Benito Mussolini

What do you think?

2 Beğeni
Upvote Downvote
Yeşil Yazar

Written by Furkan Korkmaz

Bir cevap yazın