Kadın durdu. Gökyüzüne kaldırdı kirpiklerini…
Aşağı akan gözyaşlarını nefretle sildi. Yüreğinde beynine akan yanıcı bir sıvı vardı. Bir sigara çıkardı ve adamı düşünerek yaktı.Dumanı ciğerlerine çekti ve avazı çıktığı kadar bağırdı…
Yoruluna kadar bağırmıştı.
Uçurumun kenarındaydı. Gözlerinde sevdiği adamın gözbebekleri, dudaklarında eski bir aşk şarkısı… Neşesini aldıralı çok olmuştu.
Gökyüzüne baktı. Nefretle sildi yaşlarını. Aslında nefreti yaşlarına mıydı yoksa yaşlandıklarına mı o da bilmiyordu…
Gökyüzüne baktı ve kendisini boşluğa bıraktı…
”Tanrım, gökyüzünde ki boşluğa uçarak kalbimi geri veriyorum..
Artık taşımak zor ve ağır…
Tanrım, hayat çok darmadağın ve uçurumlar çok cezbedici…
Tanrım, uçurumlar…
Uçurumlar…”