in

Kaybederken kazanmak artık çok kolay !

Daha fazla kazanmak mı istiyorsun ? Elindekilerin yeterli olmadığını düşünüyor neden daha fazlasına sahip olmayayım mı diyorsun ? Doğru neden daha fazlası olmasın ki ? Niye daha fazlasına sahip olamayasın. Evet, tabiki hak ediyorsun. Son model bir telefon çıktı mesela. İşletim sistemi daha iyi, çözünürlük dehşet, su altında çekim yapıyor veya yapmıyor. Aslına bakarsan o kadar da değişen bir şey yok. Ama dur son model işte. Seninki ise bir düşük modeli. Niye daha azıyla yetinesin ? Niye daha fazlasına sahip olamayasın ? Ben söyleyeyim. ”Sahip oldukların sana sahip oluyor” çünkü. Ben söylemiyorum Fight Club söylüyor.
Sahip oldukların sana sahip oluyor. Ne mi bunun anlamı ? Hadi bi düşünelim. 21.ci yüzyılda yaşıyoruz. Hayatımızın her alanında teknoloji ve nimetlerinden yararlanıyoruz. Hayatımızı bizler için çok daha kolaylaştırabildiği inkar edilemez. Ki zaten amacı da bu. Daha az iş gücü. Daha rahat bir gündelik yaşam bla bla. Hatta o kadar ki telefonlarımızın şarjının evden çıkarken % 50 nin altında olması tam bir felaket. Kendini eksik hissetme nedeni. Öyle değil mi ? Veya günün belli kısmını okulda, işte geçiriyorsun. Günün yorgunluğunu atmak, dinlenmek veya eğlenmek için ilk aklına gelen ne ? Bilgisayara, tablete sarılmak mı ? ‘evet’leri duyar gibiyim. Tam burada şunu sormak istiyorum. Bu durumda teknolojiyi hayatını kolaylaştırmak için mi yoksa seni esir alması için mi kullanıyorsun ? Sanırım cevabın açık.
Çözüm mü ? Çok basit. Minimalist yaşam tarzı. Nedir mi minimalizm ? Temiz, arı ,yalın esasına dayanan avant-garde sanat akımı olarak ortaya çıkan terimdir. Resim dalında Kazimir Malevich in “Black Square” ile minimalizmin sinyali ilk kez verilmiştir. Beyaz arkaplanı siyah yağlı boyayla bir kare biçiminde boyayan Kazimir Malevich‘in eserinin konusu ; hiçbir şeydir. Bununla birlikte minimalizme ”Az çoktur.” tanımı yapılır. Terim gözünü korkutmasın. Terim sanatla ortaya çıktı ordan müzik ve edebiyatta da etkilerini gösterdi. Fakat şu an bizi ilgilendiren bir yaşam tarzı olarak minimalizm. Bizim minimalizm tanımımız ‘tüketim çılgınlığına karşın mümkün olduğunca az tüketmek.’
‘100 Things Challenge’ i duymuşsundur. Duymamış olanlar için kendini ‘çok eşyası olan mutsuz bir adam olarak’ tanımlayan David Michael Bruno’dan kısaca bahsetmek istiyorum. Amerikalı bu adam dünyanın parasını ödeyerek satın aldığı fakat parasını ödeyebilmek içinse daha çok çalışmaktan aldığı mobilyaların tadını çıkaramayan mutsuz bi adam. 2008 yılında bunu değiştirebilmek için bir şey yapıyor. Ne mi ? ‘100 Things Challenge’ projesi oluşturuyor. Sadece ve sadece 100 eşya ile yaşayabilmek. Ve sonrasında hiç de mutsuz bir adam değildir.
Dürüst olmalıyım ki ben bunu başaramam. 100 eşya ile yaşamak her ne kadar havalı görünse de bana göre değil. Muhtemelen senin için de zor. Fakat şu yapılabilir diye düşünüyorum. Her gün kullanmadığın sadece bir eşyanı gözden çıkarabilirsin. Bu gardırobundaki bir yıldır giymediğin giysi olabilir. Ki sen giymiyorsun ve buna ihtiyacı olan insanlar var. Veya mutlaka bir şey yaparım düşüncesindesindir at gözden uzakta bir köşeye. Giysi sadece bir başlangıç. En lüzumsuzlardan başla ki sana yer açılsın. Ve bir de not et. Nelersiz yaşayabildiğini gör. Gör ki bir üst model telefon piyasaya çıktığında onu almamak için bir kez daha listene göz at ve ihtiyacın olup olmadığını sorgula. Böylece ne mi olucak ?
Mala mülke daha az odaklanacaksın !
Daha özgüvenli olacaksın !
Daha az başarısızlık korkun olacak !
Daha az kaybedeceğin şeyler olacak !
Önemli olana yer açılacak !
Bir şeyleri maddiyatla kanıtlama gereği duymayacaksın !
Daha huzurlu olacaksın !
Daha özgür daha az rekabetli bir hayat seni bekliyoor olacak !
Daha fazla sağlığına ve hobilerine odaklanabileceksin !
En ufak bir moral bozukluğunun ardından bir şey almaya ihtiyacını bastırdığını düşünsene. Giysi almakla hep hayalini kurduğun şeyi gerçekleştirmek arasındaki farkı. Üstelik araştırma sonuçlarının da tüketmektense üretken bir faaliyet gerçekleştirmenin daha uzun süreli tatmin sağladığını doğrularken.
Unutma ki minimalist felsefe asla yokluk değil azla çoğu yapabilmektir. Kaybederken kazanmaktır. Ve unutma ki ”sahip oldukların sonunda sana sahip oluyor!

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Kırmızı Yazar

Written by mortaldance

Anadolu Üniversitesi, 1994

Bir cevap yazın