in

Unutulmayacak olan herkese

Ve yine sönecek tüm ışıklar, sokak lambaları ve ay kalacak gecede. Ve de yıldızlar… Eksik bir şeyler var diye geçireceğim aklımdan, belkide adını anmak ağrıma gidecek belkide yüzünü anımsamak. Bunca zaman sonra özledim diye düşünmek yakacak  canımı. O kadar söz vermişken kendime, ”17’de” ben diyerek baktığımda anılarıma hatırlayacağım bunca şey varken sözlerim yine anlamsız. Yine yıpranmış. Yüz defa ”unutacağım” deyip bin defa ”özledim be” dediğim adam… Bak yine düştün aklımın kıyısına. En güzel dalga olup çarptın kıyılarıma. Sahilimin en gözde bankı oldun bir anda, gölgesinde uzanacağımız ağaç oldun yine. Planlanmış bunca şey varken zamanların en yoksununda bıraktın beni. Git diyemedim, kalmanı hiç istemedim. Ama kaldın be. Solumda, aklımda, gözyaşlarımda..

Kızdım, çok kızdım. Sana değil ama,herkesten çok kendime kızdım. Beklenmeyecek ne varsa bekledim. Gelmeni yine çok istedim be adam içim dışım senken ellerim neden sensiz o kadar çok düşündüm ki. Yapamadım ama yapmayı çok istedim. Unutmayı her şeyden çok istedim. Adını duyduğumda anımsamamayı çok diledim ama yapamadım işte. Günaydından çok iyi gecelerim idin. İyi gecelerimi unutamadım ki ben, uykuyu severken böyle delice… Ah dedirten ne varsa içimde doldurmuş bir kadeh şarap işte. Gece..

Biliyorum unutacağım sanıyorsun. İnsan uyumayı unutmaz ki. Gökyüzünde hala yıldızlar parlarken nasıl unutayım seni adam ? Rüyamda yanımda olduğunu bilirken nasıl sevmem geceleri? Her sabah yüzünü görüyor diye güneşe ve her gece mehtaba bakarken nasıl uzak olabiliriz ki seninle? Boğazımda düğümlü kalan ne varsa seninle yine. Senden gelen her şeye razıydım, ayrılığa bile. Onun bile tadı ayrı oldu seninle..

Unutulmayacaksın adam. Ahmed Arif’ten, Cemal Süreya’dan bir mısra ve Ahmet Kaya’dan bir türkü gibi kalacaksın aklımda. Aklımın kıyısına vuracaksın her fırtınamda.. Güneş senin kadar ısıtamayacak içimi. Kokunu duyamadan kaybetmenin acısını taşıyacağım yakamda en büyük yüküm bu olacak adam.. Ama unutulmayacaksın..

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Turuncu Yazar

Written by Nazlıcan Aslan

98 yılının en soğuk günlerinden biriymiş, Ekimin 24.gününde gelmişim dünyaya. Babam memur olmasa da bi o şehir bi bu şehir derken sonunda Ankarada buldum kendimi. Hacettepe Üniversitesinde sosyolog olma yolunda ilerliyorum, güvenemiyorum olamayadabilirim.
Bkz: Toplumu inceleyeyim derken kalan aklımı da kaybedebilirim . O yüzden güneşli ve aydınlık günlerde buluşmak umuduyla...

Bir cevap yazın