Yaşam, insanın deneyimine dayanan bilgi, düşünce ve kültür birlikteliğidir.Bu birlikteliği insan varlığıyla yaratır.Yaşadığı coğrafyayı iyi tanıyan, doğayla uyumlu yaşayan her insan bilgisi, zekası ve duyarlı kimliği ile yaşama değer katar.İfade ettiğim bu düşüncelerin yansımasını bir filmde tüm çıplaklığıyla görebiliriz.Gerçeklikten söz ettiğimiz ve yaşamın olağan akışı içerisinde hissettiğimiz bazı değer kavramlarını doğaya olan saygı sorumluluğumuz bazen beyaz perdelerde aktarılan sahnelerle bir kez daha hatırlayabiliyoruz.
Yakın zaman içerisinde izlediğim Dersu Uzala filmi bana bu durumları açıklayan bir örnek olarak karşıma çıktı.Dersu Uzala filmi de çoğu filmler gibi bir kitaptan uyarlanarak beyaz perdeye aktarılmıştır.Dersu Uzala kitabını bilen ünlü Japon yönetmen Akira Kurosava aynı adla yaptığı filmle dünya çapında tanınır olmuştur.Zor koşullar altında çekimi iki yıl süren filmin en iyi yabancı film Oscar’ını kazanması bu tanınmada etkili olmuştur.Akiro Kurosawa’nın 1975’te çevirdiği film en tanınmışı olmakla birlikte ondan daha önce 1961 yapımı Ermeni Yönetmen Agasi Babayan tarafından yönetilen yine aynı adlı bir sinema filmi daha vardır.
Ayrıca Rusya Coğrafya Derneği’nin desteğiyle Alexander Sveshniko tarafından çekilen 2011 yapımı “Vladimir Arsenyev / Captain Taiga” adlı bir belgesel filminde de Dersu, Dersu Ramil Farzutdinov adıyla görülmektedir.Dersu Uzala, Rus gezgin ve yazar Viladimir Arsenyev’in kitabıyla tanıttığı Nani halkından gezgin ve avcıdır.Rus asker (yüzbaşı) Arsenyev’in ekibiyle Rusya’nın uzak doğu kesimlerine yönelik araştırma ve keşif gezisi sırasında Ussuri bölgesinde karşılaştığı Dersu Uzala o sıralar 53 yaşında ancak dinç ve attığını vuran bir avcıdır.Arsenyev’in teklifiyle ekibe gezileri sırasında rehberlik eder.Gezilerinin bir noktasında ayrılırlar ve yedi yıl sonra tekrar bir araya geldiklerinde Uzala’nın gözlerinin iyi görmemesi sebebiyle Arsenyev’in davetiyle onun evinde kalmaya başlar.Ancak avlanmaya ve doğada yaşamaya özlem duyan Uzala, Arsenyev’in kendisine hediye ettiği tüfekle tekrar geldiği topraklara döner.Cinayete kurban giden Uzala’nın, Arsenyev’in kendisine hediye ettiği tüfeği gasp edilirken öldürüldüğü sanılmaktadır.Bu bilgiler ışığında bir de Dersu Uzala hakkında diğer gerçekleri de belirtmekte yarar vardır.Dersu Uzala, Arsenyev’in günlüklerinde geçen gerçek bir kişi olmasına rağmen Dersu Uzala ve Ussuri bölgesi hakkında kitapta küçük kurgusal değişiklikler yapılmıştır. Ayrıca Arsenyev’in 1921’de yayınladığı “According to the Ussuri region” ve 1923’teki “Dersu Uzala” kitapları Sovyet döneminde yayınlanması reddedilmiş ancak bazı çıkartmalar ve sansürle yayımlanması sağlanabilmiştir.Avrupa’da ün kazanan “In the wilds of the Ussuri region” kitabı da aynı şekilde üzerinde değişiklikler yapılarak yayımlanabilmiştir.
Bazı filmler vardır.İzlerken etkilenip filmin içerisinden kendinize özgü çıkarımlar yapma ihtiyacı duyarsınız.Filmin içeriğindeki ögeler ve iyi kurgulanmış sahnelerle adeta bir baş yapıt olduğuna karar verirsiniz.Ben de Dersu Uzala filmini izlerken bu düşünceler içerisinde oldum.1975 yılında çekilmiş bir film olmasına rağmen o dönemin teknolojisine göre gayet başarılı bir film olduğunu söylemek sanırım yanıltıcı olmaz.Türkiye’de 1978 yılında gösterime giren bu filmi eski kuşak daha iyi hatırlayacaktır.Bende kişisel bir tercih olarak çok eski yapımlı filmler izlemeyi seviyorum.Bugünün film teknolojisine rağmen klasik veya kült diyebileceğimiz filmler benim en çok tercih ettiğim bir kategori olarak yerini almıştır.Bu filmlerin hala izleniyor olmasının en büyük etkeni çok başarılı ve ünlü yönetmenler tarafından yapılıyor olmasıdır.
Dersu Uzala’yı izleyenler şunu çok iyi görmüşlerdir.Dersu Uzala, ormanda yaşayan bir avcı olmasının yanında geniş bir doğa bilgisi, çok iyi bir iz sürücüsü ve iyi kalpli bir bilgedir.Doğadaki hayvanlarla hatta kamp ateşi ile bile konuşan Uzala doğanın ruhuyla bir bağ kuruyor gibidir.Aynı zamanda attığı vuran bir atıcı da olan Uzala, Arsenyev’i mutlak ölüm durumlarından da kurtaracak kadar pratik bir zekaya da sahiptir.Bu zekası sayesinde doğada hayatta kalmanın ne kadar önemli olduğunu açıkça gösterir.Hiç tanımadığı ve göremeyeceği insanlar, doğadaki canlılar için bile yüreği iyilikle doludur.Filmi izlerken günümüz değer yargılarından çok uzakta olan temel ve insani durumlarla karşılaşacaksınız.Dersu Uzala için ev dört duvar arası bir kutu değildir.Onun için ev bir ormandır.Doğada yaşamaktır.Suyun değerini bilen, ihtiyacı kadar avlanan, doğayla barışık bir karakter ve ruha sahiptir.Onun için para samur ve geyiktir.Filmi izlerken bazı sahnelerde tebessüm edeceğinizden eminim.Doğallığın bir yansıması olarak Dersu Uzala başka bir dünyanın eşsiz bir varlığıdır.Modern insan kavramının tam karşıtı sayılabilecek Dersu Uzala doğanın ayrılmaz bir parçası gibidir.Kimi insanların hayal olarak ifade ettiği o yaşamı Dersu Uzala bizaat yaşamıştır.