in

Soma’ya

Dertleşecek bir dosta ihtiyacım var
Ölümle arasında mesafe olsun onunla yatıp kalkmasın ondan da uzak durmasın
Dostumla aramızda ölüm olmasın kelimelerimizin sonu dikensiz güllerle bitsin
Birimiz sonumuzla buluştuğumuzda arkadakinin gözlerinde ne bir damla gözyaşı olsun ne de hüzün
Sevgiye muhtaç bizlere öyle dostlar gerek ki sevgiden muzdarip olsun bize sevginin varlığını anlata anlata bıktırsın ki sevgisiz yaşayışımıza şükredelim, bize şükretmeyi öğretsin.
Şükretmek için elimizi göğe kaldırmayalım yüreğimizi temiz kılalım göğe öyle çıkalım
Söyleyin dostuma yüreğini temiz tutsun, insan için yaşayanın, yüreği de insan kadar temiz kalır
Dostumun yüreği halk kadar temiz işçi kadar saf olursa göğü bilmem ama yeryüzünde ki tüm kapılar açılır
Zaten gökteki kapılar bizlere hep kapalı bize yerin altındakinin de altıyla yetinmeyi öğrettiler bizler buna şükrederken onlar yukarıda ki tüm kapıları tutmuşlardı bile
Onlar yeryüzünün en üst kapılarını içeriden kapatırken bizler o kapıları yapanlardık ama kapılarımız bizi dışarıda bıraktı içeridekileri zengin kıldı
Bizler her seferinde daha da aşağıya inerken cehennemin korkusuyla şükrettik
Her seferinde gördüğümüzü bile bile yüzümüze tükürürmüşcesine sağımızdan darbe yedik solumuza döndük, solumuzdan da darbe yiyince kafamızı toprağa eğdik bu sefer de omuzumuzda ki yükleri görmemezlikten geldiler sırtımıza çıktılar.
Biz toprağa eğildikçe onlar daha da yukarı çıktı, onlar çıktıkça biz daha fazla eğildik.
Bize dost lazım başımıza baş kesilmeyecek, sırtımızdan geçinmeyecek.
Gecenin ayazında yalnızlığımızı da yanımıza alıp sığınabileceğimiz dostlar lazım
Bana, sana, ona, bize bizden olanlar lazım
Dostumuz olmayanların emeğimizin karşılığında verdikleri üç kuruşla yapılan hastalıklı gecekondular oldu onu da bizden olanlara yıktırdılar
Bizlere yaptırdıkları evleri parayla bize sattılar. Bizim alnımızın terinin değdiği her şeyi parayla sattılar para kalmayınca sokağa attılar, sonra sokaktan kovdular bizi bizim köyümüzden, kentimizden ettiler.
İşimiz vardı onlar aldı işçiydik köle gördüler aşımız vardı elimizden aldılar aydınlığımız ışığımızı kestiler muma şükrettirdiler
Üç kuruşa kilometrelerce yerin altından kömür çıkarttık parayla sattılar. Bizi yerin altına sokanlar daha da rahat yaşasınlar diye öldük de biz suçlu olduk
Meğer ölmekte suçmuş bizler onlar gibi ölümsüz olamadığımızdan yine şükrettik onlar yeryüzünde cennete ulaştı
Onlar yeryüzünde cenneti yaşasın diye bizlere öldükten sonra vaad edilen cenneti yaşayacağımız umuduyla şükrettik.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Turuncu Yazar

Written by Serdar

Bir cevap yazın