in

Yabancı- Albert Camus

Kitap incelemesi

“Bazı insanların sırf normal olabilmek için olağanüstü çaba sarfettiklerini kimse bilmez.”

Cinayet işlemekle suçlanıp, annesinin ölümüne ağlamadığı için idam cezasına mahkum edilen bir ‘Yabancı’ nın hikayesi…  Mersault’un hikayesi için, varoluş felsefesine ve toplumun değer yargılarına dair insanı derin düşüncelere sürükleyen bir eser demek fazla olmaz herhalde. Karakterimiz bu dünyaya neden geldiğini, neden yaşamakta olduğunu ve neden öleceğini hiçbir şekilde düşünmeyen, nedensiz ve acabasız sadece kendi zihninin içinde yaşayan kaygısız ve umursamaz bir adamdır. Annesinin ölümüne bile kayıtsız kalması, topluma ve çevresinde yaşanan her şeye bu derece duyarsızlaşması onu belli başlı kalıpların içine soksa da bizce bu hikaye, Mersault’un garip olarak algılanan karakterini değil, toplumun ‘normal’ olarak algıladığı davranışları sorgulayan bir hikaye. Kitapta da açıkça görürüz ki, insanlar kendileri gibi olmayan, farklı düşüncelere sahip olan ve duygularını yine herkesten farklı yaşayan insanları aralarında barındırmak istemezler.

Anlatım tarzı açısından, okuyucuyu yavaşlığıyla yoran bir dili olsa da, üzerinde her düşündüğünüzde kendinizi farklı bir noktada bulacağınız bir kitap.

“Dünyayı kendime bu kadar eş, bu kadar kardeş bulunca, anladım ki, eskiden mutluluğa ermişim.
Hatta hâlâ da mutluydum.
Her şey tamam olsun, kendimi pek yalnız hissetmeyeyim diye, benim için artık, idam günümde bir sürü seyirci bulunmasını ve beni nefret çığlıklarıyla karşılamalarını dilemekten başka bir şey kalmıyordu.”

What do you think?

2 Beğeni
Upvote Downvote
Okur

Written by Deniz Elçin

Bir cevap yazın