in

Albert Camus ve Değişim

Karanlık ve aydınlık ikileminde kaldığım anların birinde, hayatımın kısa da olsa değişebileceği hissini yaşamıştım.Bu durum var olan rutin hayatıma olumlu bazende tam tersi olarak dayanılmaz bir sızı olarak beni etkilemişti. Bu etki bazı insanlarda farklı türlerde ve zamanlarda ortaya çıkar ki benimde buna benzer bir zamanda oldu. Kişilik,karakter ve diğer insan özelliklerine bağlı olarak her insanda karşılama sınırı farklı olarak gelişir.Tabi bu etkinin bir kitap sayesinde olacağını hiç düşünmezdim.Oysa düşünemediğimiz zamanlarda hayatın bize gösterdiği sürprizlere alışkın olduğumuzu biliyor olmalıydık.Bu sürprizler arasından benim sürprizim de hiç tanımadığım birinden kitap önerisi istemem ve bu önerinin de daha önce hiç okumadığım Albert Camus’un L’etranger(yabancı) isimli kitabı olmasıydı. Bu kitap sayesinde tanımadığım o değerli insanı daha çok tanımış oldum.Sanırım bu kitabı bana bilerek önermişti.Çünkü kitabın ismine baktığınızda ”yabancı” ismi hemen dikkatinizi çekmiş olmalı.Günler ilerledikçe birbirini tanımak isteyen iki ayrı ruhun merak ve ilgileri aynı derecede artmıştı.Tıpkı Albert Camus’un dualist anlayışındaki gibiydi. Mutluluk ve keder,ölüm ve yaşam,güzellik ve çirkinlik arasında sıkışıp kalmıştık.Saçma ve uyumsuzluğu bir yaşam tarzı,çaresizliği gidermeye yönelik karşılıklı hamlelerle birbirimizi yokladığımız bir süreçten ibaretti.Böyle devam ettikçe artık yüz yüze gelme zamanının geldiğinin farkındaydık ve bu istek doğrultusunda geçen yazın sıcak istanbul havasında görüştük. Artık,soruların sorulduğu ve yanıtların verildiği ortamı nihayet bulabilmiştik.Hararetli tartışma havasında konuşmak istediklerimizi konuşup var olan gizemin perdesini açmıştık.İkimiz zamanın bize neler getireceğini elbet bilemiyorduk.Sadece yaşayıp görecektik.Belkide heyecanlı ve güzel olan tarafı buydu. Bitmek bilmeyen merakımız yeniliğin açılışını yapan bir anahtar gibiydi.Zamanı geldiğinde bu anahtarı kullanabilmek bizim için vazgeçilmez bir tutkuydu.Böyle durumlar aynı zamanda ilginçlikleri de barındırıyordu.Bir kitabın izinde yürümek her zaman insanların karşısına çıkmayacak nadir durumlardan biridir.Kitap önerisinde bulunan ve daha sonra kitabın Fransızca dilindeki baskısını yollayan değerli insanı unutmayacak olmam ise ölümsüzlüğün diğer bir yanıydı.Hayat herkes için bir tiyatro sahnesinden farksızdır.En azından ben böyle düşünüyorum.Tıpkı bir kısır döngü gibi insanların var olması ve sonsuz hayatın bu şekilde devam etmesi benim düşüncemin güçlenmesine neden olmuştur. Yeniliklerin, sürprizlerin, hayallerin,umutların yılmadan var olmaları devam eden hayatın en güzel yansımasıdır. Albert Camus,hayatın bir anlam aramaya çalışmayacak kadar kısa olduğunu,nihayetinde bir anlamı olmadığı anlamı olsa bile hayatın hiçbir şey değiştirmeyeceğini söylemiştir. Bu yüzden insanın yapabileceği en iyi şey hayatını yaşamak olacağını ifade etmiştir. Her ne kadar düşüncelerimiz birbirinden farklı olsa da onun varlığıyla oluşmuş değerli eser bana kısa da olsa bir değişimi tattırmış oldu.

What do you think?

2 Beğeni
Upvote Downvote
Yeşil Yazar

Written by Furkan Korkmaz

Bir cevap yazın