in

V | Ekonomi Sözlüğü

Vade
(1) borçluya borcunu ödemesi için verilen zaman, bir borcun veya senedin ödenmesi gerektiği gün. Senedin vadesi taraflar arasında yapılan sözleşme ile alacaklı tarafından ya da kanunlarla saptanır. Ticari senetlerin vadeleri dört şekilde belirlenir. Görüldüğünde, görüldükten belli bir süre sonra, keşide gününden belli bir süre sonra, belirli bir günde. (2) bir bankanın diğer bir bankaya sağladığı kredinin başka bir deyişle paranın süresi.
Vadeli döviz piyasası
Dövizin gelecekte belirli bir tarihte ve sabit bir fiyat üzerinden teslim edileceğine ilişkin
sözleşmelerin yapıldığı döviz piyasası
Vadeli İşlemler
Spot (iki iş günü) işlem tarihini aşan ileri bir tarihte teslimi söz konusu olacak bir kıymetin
(döviz, faiz, mal) vadesi, miktarı ve fiyatının bugünden belirlenerek sözleşmeye bağlandığı
işlemlerdir. Forward, future ve opsiyonlar bu tür işlemlere örnektir
Vadeli işlem sözleşmesi
Sözleşmenin taraflarını belirlenen ileri bir tarihte üzerinde anlaşılan fiyattan standartlaştırılmış
miktardaki bir mali veya kıymeti alma veya satma yükümlülüğüne sokan sözleşmedir
Vadeli mevduat
Bankalara belli bir süre sonunda çekilmek koşuluyla yatırılan para
Vadeli piyasa
*Alım satıma konu olan bono, tahvil gibi kıymetli evrakların ya da malların gelecekteki bir
tarihte ve önceden belirlenmiş sabit bir fiyat üzerinden işlem göreceğine ilişkin
sözleşmelerinin yapıldığı piyasa
*Gelecekte belirlenmiş bir zamanda belirlenen bir fiyat üzerinden mal ve hizmetlerin satılıp
alındığı piyasalardır.
Vadeye Kadar Getiri (Effective Rate of Return)
Bir menkul kıymetin vadesine kadar tutulması sonucu elde edilecek getiriyi ifade eder.
“Effective rate of return” olarak da adlandırılır
Vadeye Kalan Gün
Menkul kıymetin valör tarihinden itfasına kalan gün sayısıdır
Vadesiz mevduat
İstendiği anda çekilmek üzere bankalara yatırılan para
Vakıf
Okul veya hastane gibi müesseselerin iane olarak verilmiş sermayesi
Valorem Değere göre
Valör
(1) Kıymet, para, değer, kaynağın ilk alındığı gündeki değeri, kullanım değeri, (2)
Bankacılıkta faizin başlangıç tarihi,(3) Kredi ya da mevduat için bankaca faizin işletilmeye
başlandığı tarihe denir.(4) Üzerinde anlaşma sağlanan bir işlemin, fiilen yerine getirileceği
örneğin, karşılıklı olarak hesaplara alacak ve borç kaydedileceği tarihtir. Benzer şekilde bir
fonun, örneğin mevduatın sahibi tarafından fiilen kullanılabileceği tarihi ifade eder.
Value at Risk (VaR)
Döviz, menkul kıymet ve benzeri yatırım araçlarının ya da bunlardan oluşan bir portföyün
içerdiği piyasa riskinin ölçülmesi amacı ile kullanılan istatistiksel bir yöntemdir. Bu tür bir
ölçümle, piyasa riski olarak adlandırılan, kur ve faiz riskinin yatırımın mevcut değerini çeşitli
olasılık değerlerine ve süreye bağlı olarak ne ölçüde etkileyebileceği bulunmaya
çalışılmaktadır. Diğer bir deyişle bir yatırımın, yatırım değeri cinsinden karşı karşıya olduğu
riski ölçer. Örneğin 10.000.000 USD tutarında bir yatırım için 1.000.000 USD’ lik VaR
değeri, belli bir dönemde, örneğin 1 haftada, bu yatırımın olasılık değerine, örneğin % 1
olasılık, bağlı olarak karşı karşıya olduğu risk’in parasal değerini ifade eder. Portföyde ortaya
çıkabilecek kaybın tahminidir. Geçmiş veya örneğin opsiyon fiyatlarından ulaşılan “implied”
volatilite üzerinden yapılan hesaplamalara dayanır. Dolayısıyla tahmin yöntemlerine ilişkin,
geçmiş geleceği ne kadar tahmin eder gibi kısıtlar bu yöntem içinde geçerlidir. Yönteme
ilişkin metodolojik, örneğin ölçüme konu olan değerin getirisinin normal dağıldığı varsayımı,
kısıtlar da söz konusudur. Sermaye yeterliliklerinde, sermayenin piyasa koşulları nedeniyle
risk altında olan kısmı ile ilgili olarak, BIS tarafından bankaların uyması gereken bir ölçüt
olarak da kullanımı mevcuttur
Varlığa Dayalı Menkul Kıymet
İhraçcıların kendi ticari işlemlerinden doğmuş alacakları veya temellük edecekleri alacaklar
karşılığında, ihraç edebilecekleri kıymetli evraktır.
Varlık vergisi
Gerçek ve tüzel kişilerin belli bir zamanda sahip bulundukları her türlü menkul ve
gayrımenkul ile paradan oluşan ekonomik değerleri üzerinden alınan dolaysız vergi.
Türkiye’de 1942 yılında uygulamaya konmuş, ödemeyenler zorunlu bedensel çalışmaya tabi
tutulmuştur. Mükellef, matrah ve oranların keyfi bir biçimde belirlenmesi nedeniyle olumsuz
sonuçlar yaratan vergi İkinci Dünya Savaşı sonrasında uygulamadan kaldırılmıştır.
Vasıflı emek
Belli bir öğrenim, bilgi ve beceriden geçmiş emek
Vasıfsız emek
Herhangi bir bilgi, eğitim ve öğrenime ihtiyaç göstermeyen emek
Vasıtalı vergi
Üretilen satılan veya tüketilen mallardan alınan vergi; yasama organı tarafından fiyatlara dahil edilmesi istenerek üreticiden alınan vergi. Satış fiyatının içinde olur.
Veizenbaum Teorisi

Teknolojik devrimin hızlanmasıyla modern dünyada bilgisayarların hızla yaygınlaşması ve iş
yerlerinin yanı sıra evlere de girmeye başlamasının getirdiği potansiyel tehlikelere işaret
ederek sosyal ölçüleri zedeleyecek ölçüde makine-insan ilişkisinin öne çıkmasını eleştiren
teori. Kişinin yalnızlığını başka insanlar yerine bilgisayar ekranıyla paylaşması düşüncesine
karşı çıkar.
Veraset ve intikal vergisi
Bedelsiz veya karşılıksız bir şekilde elde edilen servet unsurlarına uygulanan varlık vergisi
türü. Miras veya bağıştan gelen varlıklar için ödenir. Bu iki verginin bir arada uygulanmasının
sebebi, vergi kaçırma olanaklarının ortadan kaldırılmasıdır. Bu verginin aleyhinde olanlar,
verginin mülkiyet hakkını zedelediğini, sermaye birikimini olumsuz yönde etkilediğini ileri
sürerler.
Vergi
Devlet veya devredilmiş vergilendirme yetkisine sahip kamu kuruluşları tarafından
mükelleflerden alınan para
Vergi bağışıklığı
Belli kişilerden vergi alınmaması. Geliri belli bir düzeyin altında olanlardan, hayır
kurumlarından, elçilik ve konsolosluk görevlilerinden vergi alınmaması gibi.
Vergi iadesi
Vergi sorumlusunun çifte vergilendirilmesini telafi etmek veya ihracatı, üretimi, herhangi bir
ekonomik faaliyeti teşvik etmek amacıyla bazı vergi konularında önceden alınan verginin bir
kısmının veya tamamının mükellefe geri verilmesi.
Vergi istisnası
Belli mallardan vergi alınmaması veya belirli sınırların altında vergi kesilmemesi. İstisnalarda
genellikle bir vergi sınırlandırması vardır.
Vergi muafiyeti
Vergi istisnası; belli kişi ve kurumların ekonomik nedenlerle vergi dışı bırakılması.
Verilendirmede kimsenin ayırım gözetilmemesini öngören “genellik” kuralına rağmen sosyal
ekonomik, teknik ve bazen de politik bazı istisnalar olmaktadır. Hayır kurumlarının vergi
kapsamı dışında bırakılması gibi.
Vergi mükellefi
Vergi yükümlüsü. Hukuken kendisine vergi borcu düşen fert ve kurumlardır. İki tür vergi
yükümlüsü vardır: Kanuni yükümlü ve iktisadi anlamda gerçek yükümlü. “Kanuni yükümlü”,
vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu isabet eden, vergiyi ödemesi gereken kişidir.
İktisadi anlamda “gerçek yükümlü” ise ödenen verginin yükünü taşıyan kimsedir.
Vergi oranı
Vergi borcunu hesaplayabilmek amacıyla vergi matrahına uygulanan rakam. Matrah ne olursa
olsun vergi oranı değişmezse “düz oranlı” (sabit vergi), matrahın büyümesiyle vergi oranı da
büyürse “artan oranlı” (müterakki vergi), matrah büyüdükçe vergi oranı küçülürse “azalan
oranlı” (mütedenni vergi) söz konusu olur. Kurumlar vergisi düz oranlı, gelir vergisi artan
oranlıdır. Azalan oranlar, genellikle vasıtalı vergilerde uygulanmaktadır.

Vergi politikası
Belli ekonomik, mali ve sosyal amaçlara ulaşmak için vergilerin miktarında ve bileşiminde
yapılan ayarlamalar. Şu amaçlarla yapılır: (1) Kamu harcamalarının finansmanını sağlamak,
(2) Gelir dağılımındaki eşitsizlikleri azaltmak, (3) Ödemeler dengesi açığını azaltmak, (4)
Ekonomik kalkınmayı sağlamak ve bölgesel eşitsizlikleri azaltmak amacıyla belli sektör ve
bölgelerin gelişmesini teşvik etmek.
Vergi teşvik tedbirleri
Vergileme yoluyla özel yatırımları özendirici araçlar. Teşvik tedbirlerinin iki fonksiyonu
vardır. Birincisi vergi yükünü azaltmak yoluyla yatırımlara ayrılacak fonları artırmaktır.
İkincisi ise yatırımların arzulanan alanlara kaymasını sağlamaktır. Vergi teşvik tedbirleri, yurt
içi ve yabancı sermaye yatırımlarını özendirici araçlar olarak iki temel gruba ayrılabilir.
Vergi yansıması
Fiilen ödenmiş bir vergi yükünün arz, talep, fiyat, süre, piyasa koşulları gibi ekonomik
olanaklardan yararlanarak kısmen ya da tamamen bir başkasına devredilmesi. Yansıma süreci dört aşamada oluşur. İlk aşama verginin ödenmesidir. Yansımanın söz konusu olabilmesi için vergi, kanuni yükümlüsü tarafından kanuni esaslar çerçevesinde ödenmiş olmalıdır.
Vergilendirme
Vergi tahsili, tarh; alınacak verginin saptanması. Bunun için önce vergilendirilecek değerin
(matrah) belirlenmesi gerekir. Vergilendirmede üç yöntem kullanılır. Bunlar beyanname
(vergi bildirimi) yöntemi, götürü yöntem ve belirti yöntemidir. Bildirim yönteminde verginin
matrahını ve alınacak vergiyi bizzat mükellef bildirir. Götürü yönteminde belli bir grup
mükellefe aynı vergi uygulanır. Belirti yönteminde ise kira, çalışan işçi ve memur sayısı gibi
etkenler vergilendirmede dikkate alınır
Veri İşleme Tekniği
Belirli miktardaki ithal eşyasının işlenmesi sonucunda elde edlien işlem görmüş ürünlerin
miktarı veya yüzde oranı anlamına gelir
Verim Eğrisi (Yield Curve)
Belli bir anda bir yatırım aracının çeşitli vadeleri ile bu vadelerdeki getirileri arasındaki
ilişkinin grafiksel ifadesidir. Dikey eksende verim (yield), yatay eksende ise vadeler yer alır.
Pozitif eğimli (normal) verim eğrisi, negatif eğimli (inverted) verim eğrisi, düz verim eğrisi ve
orta vadelerde yüksek verimi ifade eden (bell shape) verim eğrileri olarak sınıflandırılırlar.
Eğrinin zaman içindeki hareketleri; dikleşmesi, “steeping” (pozitif eğimli bir eğri söz konusu
ise eğrinin orijine uzak kısmının yükselmesi, yakın kısmının düşmesi, eğimin artması),
düzleşmesi, “flattening” (pozitif eğimli verim eğrilerinde orijine uzak kısmın düşmesi, yakın
kısmın yükselmesi, eğimin azalması) ve eğrinin şeklinin değişmeden yukarı aşağı hareket
etmesi, “paralel shift” olarak adlandırılır. Eğrinin eğiminin artması, uzun vadede faizlerin
(enflasyonun) yükseleceği beklentisini yansıtır. Eğimin azalması, diğer bir deyişle pozitif
eğimli bir verim eğrisinin düzleşmesi (orijine yakın tarafın yükselip, uzak tarafın düşmesi)
ise, yatırımcıların ileride faizlerin düşeceği beklentisi ile mevcut faiz oranlarından daha uzun
süre faydalanmak için uzun vadeye yönelmelerini, dolayısıyla artan talep ile bu vadede
verimin düşmesini, fon talep edenlerin de ileride daha düşük faiz oranlarından borçlanma
imkanı doğacağı beklentisi ile kısa vadeyi tercih etmelerini, dolayısıyla arz fazlası nedeniyle verimin artmasını ifade eder.
Verimlilik Oranı
Belirli miktardaki ithal eşyasının işlenmesi sonucunda elde edlien işlem görmüş ürünlerin
miktarı veya yüzde oranı anlamına gelir
Vesaik
“Ticarette kullanılan konşimento, poliçe, konsolosluk faturası, uzman raporu gibi çeşitli
belgelere verilen isim.
Vesaik Mukabili Kabul
İthalatçının malları alabilmesi için gerekli evrakların ancak ihracatçı tarafından keşide edilen
poliçelerin kabulü karşılında teslimi
Vesaik karşılığı ödeme
*İthalatçının, bir dış ülkeden yollanan herhangi bir mala ilişkin belgeleri alabilmesi için
ihracatçının talimat verdiği bankaya mal bedelini ödemesi
*İhracatçının malını gönderdikten sonra ithalatçının ülkesindeki bir yetkili aracı bankaya
başvurarak söz konusu bankaya sevk evrakı yolladığı ve bu evrakın ithalat bedelinin
ödenmesinden sonra ithalatçıya teslimi konusunda talimat verdiği ödeme biçimidir
Volatilite (Volatility)
*Bir kıymetin fiyatındaki değişkenliğin ifadesidir. Çoğunlukla standart sapma ile ölçülür.
Yüksek bir volatilite artan bir belirsizliğin göstergesidir.
*Bir menkul kıymetin fiyatının veya piyasanın genelinin kısa bir zaman aralığı içerisinde
gösterdiği dalgalanma özelliği. Oynaklığı yüksek bir menkkul kıymetin fiyatında hızlı
değişim ve aşırı dalgalanma özellikleri görülür.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Kahverengi Yazar

Written by Yakup Udül

Keyifli okumalar..

Bir cevap yazın