in

L | Ekonomi Sözlüğü

LAFTA (Latin American Free Trade Association)
Latin Amerika Serbest Ticaret Birliği. Arjantin, Brezilya, Meksika, Paraguay, Peru, Şili ve
Uruguay tarafından 1960 yılında Montevideo’da kurulmuştur. 1961’de Ekvador ve
Kolombiya, 1966’da da Venezuela, 1967’de Bolivya katılmıştır. Latin Amerika’nın ortak
pazarını oluşturmak ve üye ülkeler arasında ekonomik ilişkileri geliştirmek, tarımsal kalkınma
ve sanayileşme politikalarını koordine etmek için çalışmıştır.
Leasing
*Finansal kiralama; çok uzun süreli kiralama ve bedelini nakit dışında mal ve hizmetle de ödeyebilme, ücretli veya ücretsiz kira kontratı. Bir menkul veya gayrimenkul kullanım
hakkının sahibi tarafından belirli bir süre için kira karşılığında kiracıya verilmesidir. Kiraya
veren taraf olan şirketler, çeşitli varlıkların kiralanmasında aracılık fonksiyonu gören
uzmanlaşmış kuruluşlar olabildiği gibi çok az sayıda hatta tek bir mal üzerinde uzmanlaşan ve  genellikle üretici firmaların uzantısı niteliğindeki kuruluşlar da olabilmektedir.
*Firmaların ticari ve sınai faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için gereksinim duydukları duran
varlıkları satın almak yerine belirli kira ödentisi karşılığında kullanım olanağı tanıyan ve
banka kredilerine alternatif olarak doğan orta dönemli finansman yöntemidir. Bu yöntem,
1930’lu yıllarda Dünya Ekonomik Krizi’ndeki finansman zorluğu ve 2. Dünya Savaşı
sonrasında teknolojik gelişmelerin yenileşme ve modernleşme harcamalarına çözüm olarak
geliştirildi. Türkiye’de de 1985’ten başlayarak daha çok KOBİ’ler tarafından
kullanılmaktadır.
Lehdar
Belli koşullara bağlı olarak bir varlığın sağladığı bütün çıkarları elde eden kimse; sigorta
poliçesi, bono veya çek gibi ticari senetlerden yararlanacak kişi; poliçe bedelini tahsil edecek
olan kimse; senet bedelinin kendisine ödenmesi, senet metninde yazılı olan kişi. Emrine veya
hamiline yazılı senetlerde lehdar, senedi emrinde tutan veya senedi kendinde bulunduran
kimsedir
Leontief Paradoksu
İlkelerin en çok sahip olduğu malı ihraç, en az sahip olduğunu da ithal ettiğini açıklayan
Heckscher-Ohlin teorisine, ekonomist Wassily Leontief tarafından getirilen karşıt görüş. Rus
asıllı Amerikalı ekonomist Wasilly Leontief, karşı görüşünü Amerikan ekonomisine
dayandırmıştır. Buna göre Amerika’nın sermaye yönünden zengin olduğu düşünülür. İlkenin
sermaye yoğun ürünleri ihraç, emek yoğun ürünleri ise ithal etmesi gerekir. Ne var ki ABD,
emek yoğun malları ihraç, sermaye yoğun malları ithal etmektedir.
Leveraj
Kaldıraç faktörü, mali dengeleme, işletmelerde hisse senedi çıkarılarak sağlanan ana paranın
uzun vadeli borçlarla olan ilişkisi; şirketin kaynaklarını borç yoluyla artırmak ve bu artmış
kaynak yoluyla şirket karlarını yükseltme tekniği
Liberal ekonomi
18. yüzyılda İngiltere’de ve Fransa’da gelişen 19. yüzyılda toplumsal düzenin temel ilkelerini
oluşturan ve Batı etkisinde kalan bütün ülkelerde özellikle aydınlarca benimsenen insanın
akılcı düşünce kabiliyeti ile kendisi için en yararlı olanı seçip tüm toplumu doğal bir denge
durumuna götürebileceğini varsayarak devletin ekonomik yaşama el atmasına karşı çıkan ve
onun işlevini, ekonomik ve toplumsal ilişkilerin olduğu gibi korunmasını gözcülükle
sınırlayan, bireysel sermayenin rekabetçi dönemine denk düşen toplumsal ekonomik doktrin.
Liberalizm
*Ekonomik alanda serbest rekabet ve devletin ekonomiye müdahalesinin asgariye indirilmesi
ilkeleri. “Ferdin kendi kendine yön verebileceği” prensibi üzerine kurulu bir serbestlik
sistemidir. Amaçları; fertleri hürriyete kavuşturmak, temel hak ve hürriyetleri korumak, ferdi
ve toplumsal inisiyatifi artırmak ve topluma canlılık kazandırmaktır.
* Ekonomik alanda ‘bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler’ sözünde ifadesini bulur. İki temel
görüşü ‘serbest rekabet’ ve ‘devletin ekonomiye karışmaması’ dır. A. Smith, ekonomide herkesin kendi çıkarını maksimum kılmaya çalışırken, toplumsal çıkarın da maksimum  olacağını öne sürmüş ve ekonomide ‘gizli el’ aracılığıyla gerçekleştirilen bir doğal düzen  bulunduğunu savunmuştur. Öyleyse devlet bu gizli elin işine karışmamalıdır
Liberalleştirme
İthalatın serbest bırakılması, ithalat ve ihracat üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması
LIBID (London Interbank Bid Rate)
Londra Bankalararası Para Piyasasında, kredibilitesi yüksek bankaların birbirlerinden ABD
doları üzerinden mevduat kabul etme işlemlerinde uyguladıkları faiz oranıdır.
LIBOR (London Interbank Borrowing Offer Rate)
Londra’da belirlenen ve uluslararası kredilere uygulanan faiz oranları. Londra piyasalarında
yürütülen işlemlerde birinci sınıf bankaların kullandığı kredilere uygulanan faiz oranlarını
gösterir. Uluslararası kredi işlemlerinde başvurulan bir ölçüdür. Londra para piyasasında
yürütülen işlemlerde birinci sınıf bankaların kullandığı kredilere uygulanan faiz oranlarıdır.
Uluslararası bankacılık ve kredi işlemlerinde bir ölçü olarak kullanılmaktadır.
Likidite
*Ödenebilirlik, karşılık, provizyon, bir işletmenin borçlarını ödeyebilme yeteneğine sahip
olması, ticari ve mali işlemlerde kullanılabilecek durumda olan satın alma gücü, kasa
mevcudu, paraya çevrilebilirlik, her an paraya çevrilebilecek kaynaklar
*Döviz, menkul kıymet, gayrimenkul gibi herhangi bir aktifin kısa sürede ve sorunsuz bir
şekilde (değer kaybına uğramadan) nakde çevrilebilmesini ifade eder
Likidite tuzağı
Akışkanlık tuzağı; ekonomide faiz oranlarının en düşük seviyeye inmiş olduğu ve para arzını
artırarak faiz oranlarını daha fazla düşürmenin mümkün olmadığı durum. Para arzının azami
noktaya çıkışı, faizin en düşük noktaya inişi ve bunun sonucu olarak tahvil ve senetlerin
satışının durduğu ölü noktadır. Faiz oranı yüksek, tahvil fiyatları düşük iken spekülasyon
güdüsüyle para talebi azalır. Faiz oranı düştükçe ve tahvil fiyatları yükseldikçe servetin tahvil
yerine para olarak da tutulma arzusu doğar.
Likidasyon
Paraya çevirme.
Limited şirket
Sınırlı sorumluluğu olan şirket. Bir ticaret unvanı altında gerçek ya da tüzel kişilerden oluşur.
Ortakların sayısı 50’den fazla olmaz. Ortakların sorumluluğu taahhüt ettikleri sermaye ile
sınırlıdır.
Lisans sözleşmesi
Bir ülkede ekonomik değer taşıyan gayrı maddi hak sahiplerinin başka ülkelerdeki belli kişi
veya kuruluşlara bu haklardan yararlanma imkanı sağlaması. Uluslararası teknoloji transferi
yollarından biridir. İzinle tanınan bu yararlanma hakkı farklı biçimler alır. Bazı durumlarda
lisansı alan kişi, elde ettiği hakka dayanarak üretimde bulunabilir. Lisans sahibine, patentli
malı ihraç imkanı tanıyan sözleşmeler de vardır.

Lokavt
Şartlarını işçilere kabul ettirebilmek için patronların fabrikalarını kapatmaları. Kelime anlamı,
“birinin yüzüne kapıyı kapatmak”tır. Grevi bastırmak, işçileri öne sürdükleri isteklerden
caydırmak için başvurulan bir uygulamadır. 18. yüzyıl ortasındaki sanayi devrimi yıllarında,
20. yüzyılın başlarında devletleştirme öncesinde madencilik sanayiinde yaygın olarak
uygulanmıştır
Lokomotif teorisi
Durgunluk dönemlerinde bir ülke ekonomisinin hızla gelişeceği ve dünya ekonomisini
peşinden sürükleyeceği düşüncesi
Lonca
Esnaf cemiyeti; Orta Çağ’ın belli bir iş kolunun usta, kalfa ve çıraklarını içine alan, sıkı bir
hiyerarşik düzene bağlı zanaatçı örgütleri. Ortak çıkar ve karşılıklı yardım ve fayda ilkesine
dayalı olarak kurulan bu örgütlerde çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan ustalığa geçiş oldukça
güçtür ve ancak bazı sınavların başarılmasıyla mümkündür. Aynı şekilde bir loncadan başka
bir loncaya geçmek de kolay değildir. Loncaya bağlı olanlar birbirlerini korumak ve
birbirlerine bakmakla yükümlüdürler. Çırak ve kalfalar, ustalar tarafından beslenir, suç
işlemiş olanlar lonca içinde yargılanıp cezalandırılır. Esnaflık adı verilen elişi zanaatkarlığın
gelişmesinde önemli bir rolü olan loncalar, Osmanlı İmparatorluğu içinde de oldukça güçlü
ekonomik kuruluşlar haline gelmişlerdir. Loncalar, sanayi devriminden sonra zamanla ortadan
kalkmıştır.
Lot
Borsada 1.000 adet hisse senedi bir araya gelerek de birer lotu oluşturur. Böylece 1 lot senet
miktarı, şirketin 1.000.000 liralık sermayesini temsil etmektedir ve İMKB’de işlemlere konu
birimi teşkil etmektedir. Lotun altındaki küsuratlı miktardaki senet miktarları normal seans
esnasında alım-satıma konu olabilmekle beraber fiyat kotasyonları verilememektedir
Louvain Okulu
Konjonktür kuramları ve analizleriyle uğraşan iktisatçılar topluluğu
Lozan Okulu
Ekonomide matematik kullanan ve genel denge modeli geliştiren iktisatçılar
Luddizm
Yeniliğe karşı olan işçi akımı. 1811-16 yılları arasında Ned Ludd adlı İngiliz işçinin modern
makinelere işsizliği artırdığı gerekçesiyle saldırması, bu akıma adını vermiştir. Taraftarlarına
“luddite” denir. Hareket önce Nottingham«da başlamış, tekstil makineleri kırılmıştır. Hareket
zor kullanılarak bastırılmıştır.
Lundberg Gecikmesi
Talebin olduğu an ile talebi karşılamak için üretimdeki artış arasında geçen süre

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Kahverengi Yazar

Written by Yakup Udül

Keyifli okumalar..

Bir cevap yazın