in

K | Ekonomi Sözlüğü

Kabala borç
Soygun niteliğinde faiz yüzdesi olan borç
Kabili Rücû Akreditif
Açan banka tarafından her an iptal edilen akreditiftir.
Kabul
Bu terimin konuyla alakalı birkaç anlamı bulunur:
(1)Havale alan kişinin vadesi geldiğinde ödemeyi koşulsuz olarak kabul ettiği zaman poliçesi(veya kambiyo faturası).Poliçe öncelikle kabul i çin sunulmalıdır.Havale alan kişi, ödeme için”kabul eden” konumuna geçer. “Kabul ettim” ibaresi, ödeme yeri ve zamanı poliçede belirtilmelidir.
(2)Havale alan kişinin poliçeyi alması ve vadesi geldiğinde gerekli miktarı ödeme
zorunluluğuna girmesi. (3)Genel olarak,belirli koşullar altında mal almak için yapılmış
anlaşma.Belirli koşullar ve belirli bir fiyat üzerinden mal almak için yapılmış anlaşma.
Kabul kredisi
Bir finans kurumunun, üçüncü kişinin değerli kağıdını garanti etmesi ve ödeme taahhüdünde
bulunması koşuluyla verilen kredi
Kadro şişkinliği
Aşırı istihdam; bir ülkedeki ekonomik faaliyetin tam istihdam sınırına yaklaştığı emre hazır
emek miktarının çeşitli üretim kolları arasında yeterli bir uyumu sağlayan geçici işsizlik
düzeyinin altına düşmesi.
Kafeterya planı
Memurlara, sigorta, emeklilik, tatil gibi uzun ve kısa vadeli ihtiyaçlarına uyacak şekilde yan
gelirlerini seçme imkanı sağlayan program
Kağıt para
Kamu otoritesinin yetkili kıldığı bir banka aracılığıyla altın ve döviz karşılığı çıkarılan ve
üstünde nominal değerleri yazılı bulunan kağıt parçaları
Kaizen
Üretimde kaliteyi geliştirme; sonsuz mükemmele ulaşmak için yapılması gerekenlerin itinalı
bir şekilde uygulanmasını öngören Japonca bir deyim; ürünün, sürecin ve hizmetin sürekli
iyileştirilmesi, geliştirilmesi yöntemi
Kalanını İptal Et (KİE)
Fiyat ve miktarın girildiğiancak işlem kısmen veya tamamen gerçekleşmezse işlem görmeyen kısmın ekranda pasif olarak görünmeyerek sistem tarafından otomatik olarak iptal edildiği emir türüdür.
KALDIRAÇ ORANI
Bu oran aktiflerin ne kadar yabancı kaynaklarla (borçlarla) finanse edildiğini gösterir.
(Borçlar Toplamı/Aktif Toplamı)
Kalkınma
Bir ülkenin ekonomik, sosyal, kültürel ve teknolojik açıdan ilerlemesi;. Walt Rostow’un
ekonomik kalkınma teorisine göre her toplum kalkınma sürecinde beş evreden geçer. Bunlar;
geleneksel toplum, kalkınma öncesi, kalkınmaya geçiş, olgunluğa gidiş ve kitle tüketimi
dönemidir.
Kalkınma kutupları
İlkelerin kalkınma süreçlerinde her bölgenin farklı bir gelişme hızı göstermesi

Kalkış noktasıBir ülkenin ekonomik kalkınma süreci içinde hızlı ve sürdürülebilir ekonomik büyümenin
gerçekleştirildiği ilk aşama. Amerikalı iktisat tarihçisi Walt W. Rostow tarafından ileri
sürülmüştür. Rostow, insanlık tarihinin beş aşamadan geçtiği kanısındadır. Bunlar geleneksel
toplum, kalkışın ön koşullarının hazırlanması, kalkış koşullarının olgunlaşması, olgunlaşmaya
yöneliş ve olgunlaşmadır.
Kambiyo
Ödeme vasıtalarının ülkeye girmesi çıkması ve yabancı ödeme araçlarının (döviz) ülke içinde
kullanılmasını düzenleyen kurallar; para ya da para yerine geçen altın veya senet gibi menkul
değerlerin birbirleriyle değiştirilmesine ilişkin işlemler. Çeşitli ülkelerin paralarının
birbirlerine ilişkin kambiyo işlemleri, değişik esaslara göre düzenlenebilen kur sistemleri
aracılığıyla yürütülür
Kambiyo rejimi
Bir ülkenin dış ekonomik işlemlerinin parasal yönlerini düzenleyen genel çerçeve. Döviz
işlemlerinde serbestliği veya resmi denetimi öngörebilir.
Kambiyo senedi
Karşılığı yabancı para ile ödenmek üzere düzenlenen ve uluslararası ticarette kullanılan senet.
Bu senet, muhatabı dışında herhangi bir kişiye ciro edilebilirken senedin kabulünden sonra
vadesi gelmeden piyasada iskonto ettirilebilir. Ticaret kanununda poliçe, çek ve bono gibi
ticari senetler kambiyo senedi olarak adlandırılır.
Kambiyo İzni
İthalatçı firmanın zaman zaman diğer ülkedeki satıcıya ödeme yapabilmesi için, kendi para
birimini diğer ülkenin para birimine çevirmesi gerekir.Bunun için hükümetten alınan izindir.
Kameralizm
Merkantilizmin Almanya ve Avusturya’daki adı.
Kamu bütçesi
Kamu kesiminin belli bir dönemlik ekonomik planı
Kamu gelirleri
*Devletin kamu hizmetlerini karşılamak amacıyla başta vergi toplamak, sahip olduğu menkul
ve gayrimenkul değerleri işletmek, ürettiği mal ve hizmetleri satmak ve piyango tertiplemek
yoluyla elde ettiği değerlerin toplamı
*Devletin kamu harcamalarını karşılamak amacıyla vergi, harç, resim, para cezaları, mülk-
teşebbüs gelirleri, borçlanmalar, yardım-bağış, devalüasyondan doğan fark gibi gelirlerden
oluşur.
Kamu harcamaları
*Devletin ekonomik, sosyal, siyasi ve idari amaçlarını gerçekleştirmek için bu faaliyet
alanlarında verdiği hizmet ve ürettiği mallar için yapmış olduğu harcamalar.
*Geniş anlamda, devlet ve diğer kamu kuruluşlarının bütçe ödemeleri ile Kamu İktisadi
Teşebbüsler (KİT), sosyal sigorta ödemeleri, vergi muaflık ve istisnaları ve özel kişilere
yapılan teşvikleri de içerir. Dar anlamda da kamu hizmetlerinin bedeli olarak, devlet ve diğer
kamu tüzel kişilerinin (belediye, il özel idaresi gibi) yaptıkları ödemelerdir.

Kamu işletmesi
Sermayelerinin tamamı veya büyük bölümü kamu tüzel kişilerine ait işletme. Genel olarak
mali, sosyal, ekonomik ve politik nedenlerle kurulur. Mali nedenlerle kurulanların tek amacı,
kamu kurumlarına gelir sağlamaktır.
Kamu maliyesi
Devlet faaliyetlerinin ekonomik ve mali yönlerini neden ve sonuçlarıyla inceleyen ve
bunlardan kaynaklanan sorunların çözüm yollarını araştıran bilim dalı. Temel konusu kamu
gelirleri ve kamu harcamalarıdır.
Kamu Sektörü Borçlanma Gereksinimi (KSBG)
Kamu Sektörü Borçlanma Oranı. Bu ihtiyacın gayrısafi milli hasılaya oranıdır. Bir başka
deyişle kamu sektörünün toplam giderleri ile toplam gelirleri arasındaki farktır. Konsolide
bütçe, KİT’ler, yerel yönetimler, fonlar ve sosyal güvenlik kuruluşlarının giderleri ile gelirleri
arasındaki farkların toplamını ifade eder. Devletin gideri, gelirinden fazla oldukça bu oran
yükselir.
Kamulaştırma
Bedelleri peşin ödenmek şartıyla özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamının ya da
bir kısmının kamu mülkiyetine alınması
Kapalı çember kuramı
Az gelişmişliği, devamlı olarak kendini yineleyen her defasında başlangıç noktasına dönülen
süreç olarak açıklayan teori. (Düşük gelir düzeyi > düşük tasarruf ve talep düzeyi > düşük
yatırım düzeyi > yetersiz sermaye oluşumu > düşük verimlilik > düşük gelir düzeyi)
Kapalı ekonomi
İlkeler arasındaki ticarete katılmayan ve kendi kendine yeterli olabilen ekonomi. Diğer
ekonomilerle asgari düzeyde ilişki sürdürmesine rağmen tüm ihtiyaçlarını kendi sistemi içinde
karşılamayı hedefleyen ekonomidir. Ekonomik analiz yapılırken teori, dış ekonomik
ilişkilerin bulunmadığını varsayar, uluslararası ilişkileri soyutlar. Terimi ilk kez Alman
ekonomist Fichte kullanmıştır
Kapanış Fiyatı
Bir seansta Borsa kaydına alınan (tescil edilen) en son işlemin fiyatıdır.
Kapasite
Üretilebilir toplam miktar, bir mal veya hizmeti üretebilmek yeteneği ve imkanlarının belli bir
ölçü ile deyimlendirilmesi
Kapitalist ekonomi
Üretim araçları sahipliğinin özel kişilere ait olduğu ekonomik sistem. Kapitalizmde ithalat,
kotalar ve yüksek gümrük vergilerine bağlı olabilir. Bütün piyasa kamu tarafından kontrol
altında tutulabilir. Ekonomik liberalizm geçerli olmayabilir. Kapitalist ekonomilerin en
önemli özelliklerinden biri de banka kredileridir. Banka kredisi özel imalatta o kadar
önemlidir ki iktisatçılar bunu kelimenin tarifine bile sokmaya taraftardır. Bu nedenle sermaye
ekonomisi olarak da geçer.

Kapitalizm
Sermayedarlık. Üretim araçları sahipliğinin özel kişilere ait olduğu ekonomik sistemdir.
Bireylere, ekonomik hayatın başlıca unsuru gözüyle bakar. 1400«lü yıllarda Avrupa«da kök
salmaya başlamış, 19. yüzyılda başlayan Sanayi Devrimi ile şekillenmiştir. 1873 ve 1929
yılları arasında bir dizi ekonomik panik, çöküntü ve gerileme yaşanmışsa da bu yıllar modern
refah devletinin doğduğu dönem olmuştur. Kapitalizmde ithalat, kotalara ve yüksek gümrük
vergilerine bağımlı olabilir. Bütün mal ve faktör piyasaları kamu tarafından kontrol altında
bulunabilir. Kapitalist ekonomilerin en önemli özelliklerinden biri de banka kredileridir.
Kapitalizasyon
Herhangi bir işletmenin birikmiş yedek akçe ve karının sermaye artırımında kullanılmasına
denir.
Kar
Kazanç, fayda, kar getirmek, kazanmak; iş, toprak veya sermaye karşılığında bir kimsenin
grubun veya örgütün sağladığı para; dördüncü üretim faktörü kabul edilen “teşebbüs”
unsurunun üretimden almış olduğu paya verilen ad
Kar amacı gütmeyen kuruluşlar
Genelde hayır işleri yürütürler ve bu nedenle bazı vergilerden muaf tutulurlar.
Kâr Transferi
Türkiye’de yatırım yapmış olan yabancıların söz konusu yatırımlardan elde ettikleri gelirlerin
yurtdışındaki şirketlerine aktarmasıdır
Kara ekonomi
Pazar ekonomisi içindeki istihdamın bir ölçüde vergi kaçırma çabasıyla ilgili olduğu
varsayılan eksik bildirimlerden kaynaklanan ve resmi istatistiklerde tam olarak görünmeyen
kısmı
Kar-Zarar Ortaklığı Belgesi (KOB)
Ortaklıkların, kar ve zarara ortak olmak üzere iştigal sahalarına giren tüm faaliyetlerin
gerektirdiği finansman ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ihraç veya halka arz edebilecekleri
bir tür sermaye piyasası aracıdır
Kara Konşimentosu
Mallar ihracatçının yurtdışı taşımacısına getirilirken kullanılan konşimentodur.Bazı
durumlarda genel konşimento kullanılsa da genellikle hem karasal konşimento hem de deniz
konşimentosu hazırlanması gerekir.
Kara para
Vergi dışı bırakılmış haksız kazanç
Karaborsa
Mal veya hizmetlerin, kamu otoritelerinin koyduğu ya da kontrol ettiği fiyatlardan daha
pahalıya satılması

Karadeniz Ekonomik İşbirliği Anlaşması
Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin ekonomik işbirliği geliştirmek amacıyla 1992’de İstanbul’da
imzaladıkları anlaşma
Kardinal Fayda
Ölçülebilen fayda. Malların, insan ihtiyaçlarını tatmin etme özelliğini ifade eden faydanın
ölçülüp ölçülemeyeceği uzun zamandan beri tartışma konusudur. Faydanın ölçülebileceğini
savunan iktisatçılar (kardinal faydacılar), her mal ya da mal grubunun sağlamış olduğu
faydanın teorik bir fayda birimiyle ölçülebileceğini ileri sürerler.
Karma ekonomi
Kapitalist ve sosyalist sistemlerin birlikte teşebbüslerini öngören ekonomi. Üretim araçlarının
bir kısmında özel mülkiyet, bir kısmında da kamu mülkiyeti bulunmaktadır. Devlet
ekonomide yönlendirici bir rol oynar. Bir yandan özel sektörün karsız ve riskli bulduğu için
girmeye isteksiz olduğu alanlara yatırım yaparken diğer taraftan özellikle gelişmekte olan
ülkelerde kaynak israfını önlemek, sosyal adalet içinde hızlı kalkınmayı başarmak gibi
amaçlarla uygulanan merkezi planlamayla piyasa ekonomisinin işleyişini yönlendirir. Karma
ekonomi taraftarları, her iki sistemin olumsuz yönlerinin böylece giderildiğini ileri sürerler.
KARMA FON
Hisse senetleri, borçlanma senetleri, altın ve diğer kıymetli madenlerin en az ikisinden oluşan
ve her birinin değeri fon portföy değerinin %20’sinden az olmayan fonlardır.
Karnet
Hamiline elinde bulundurduğu malları geçici olarak ödemelerini yapmadan yurt dışına (bir
sergi veya gösteri için) çıkarma imkanını sağlayan gümrük belgesidir.
Karneye bağlama
Vesika ile satma, piyasada kıt bulunan bir malı tüketicilere eşit paylaştırmak amacıyla
önceden düzenlenip verilmiş belgelerle satma
Karşılaştırmalı üstünlük
Bir ülkenin diğer bir ülke ya da ülkelere karşı ihracatta ve doğal kaynaklar açısından gözle
görülür üstünlüğe sahip olması. Klasik serbest ticaret görüşünün dayandığı temeldir.
Klasiklerden ünlü İngiliz iktisatçısı David Ricardo’nun geliştirdiği bu görüşe göre serbest
ticaret, ticarete katılan tüm taraflar için yarar sağlayacaktır.
Karşılıklılık
Bir ülkenin mal ihraç ettiği ülkeden başka bir mal ithal etmesi. Bu ilkede, her iki ülkenin
birbirinin pazarına girişi aynı oranda olur. Saldırgan ticareti ön plana çıkaran bir dünya
ekonomisinde etkili olarak yürütülebilecek tek ticaret politikasıdır. Karşılıklılık, dünya
ekonomisinin koyu bir korumacılığa doğru gerilemesini önleyecek bir yoldur. Bu ilke, sadece
mal ticaretiyle sınırlı kalmaz. Karşılıklılık hizmetler alanında da gereklidir.
Kartel
*Bağımsız tüzel kişilik sahibi firmaların kendi aralarında rekabeti ortadan kaldırmak ya da
sınırlamak amacıyla yaptıkları anlaşma, piyasayı denetleyebilmek amacıyla örgütlenmiş
şirketler topluluğu, bir iş kolunda üretimi ve fiyatı kontrolu altında tutmak için oluşturulmuş

uluslararası grup; sermayeciliğin tekel aşamasında aynı üretim kolunda çalışan çeşitli
şirketlerin, aralarındaki rekabeti kaldırmak, üretim miktarını ve fiyatları kararlaştırmak
amacıyla gerçekleştirdikleri birlik.
*Aynı üretim kolunda, iki veya daha fazla işletmenin aralarındaki rekabeti önlemek ve
pazarda bir tekel oluşturmak amacıyla hukuki ve ekonomik bağımsızlıklarını koruyarak
meydana getirdikleri birlik.
Kartogram
İstatistiksel araştırmalarda mekan serilerini göstermek amacıyla kullanılan haritalı grafik
KATILMA BELGESİ
yatırım fonlarına katılanların sahip oldukları payları ve hakları gösteren, paraya çevrilebilen,
nama ve hamiline yazılı kıymetli evraktır.
Katılma İntifa Senedi
Nakit karşılığı satılmak üzere, ortaklık haklarına sahip olmaksızın kardan pay alma, tasfiye
bakiyesinden yararlanma ve yeni pay alma gibi haklar sağlayan bir kıymetli evraktır.
KATILMA PAYI
Bir şirkete ortak olan bir kişinin toplam sermaye içinde sahip olduğu paydır.
Katlı kur
Çeşitli mal ve hizmetlerin dış ticaretinde farklı kurların uygulanması. Lüks mal ithali için
yüksek kur, gübre ithali için düşük kur uygulanması gibi. Döviz gelirlerinin artırılmasının
amaçlandığı katlı kur uygulamasına devalüasyon yapmak istemeyen ülkeler başvurur. IMF ve
GATT, katlı kur uygulamasına karşı çıkarlar.
Katma bütçe
*Kamu bütçesinden ayrı olarak genel ve özel bütçe tiplerinin dışında kalan, KİT’lerin kuruluş
ve işleyiş yasalarına uygun olarak hazırlanan bütçe
*Giderlerini özel gelirleriyle karşılayan ve genel bütçe dışında yönetilen kamu kuruluşlarının
bütçeleri.
Katma Değer
*Bir sektörün veya firmanın bir dönemde elde ettiği satış geliri ile üretim için dışarıya yapılan
alım giderleri arasındaki fark
*Belirli bir üretim aşamasında belli bir mal için yapılan faktör ödemelerinin(ücret, faiz, rant,
kar) toplamı
Kaydi para
Çek aracılığı ile tedavül eden vadesiz mevduat
Kaydi Takas
Üyelerin, takasa olan para borçları ile takastan olan para alacaklarının hesaben ödenmesi ile
menkul kıymet borçları ile menkul kıymet alacaklarının hesaben teslimidir.
KDV Katma değer vergisi,
Ara malların ve hizmetlerin her aşamada vergilendirilmesini sağlayan sistem. Sanayi üzerindeki yükü hafifletir, mal ve hizmetlerin fiyatlarında düşme olur, talep enflasyonu azalır, ihracatın artması sağlanır. Vergi kaçakçılığının da büyük ölçüde önüne geçilir. İlk olarak
1954’te Fransa’da uygulanmış, diğer ülkelere de yayılmıştır. Bu vergi üretici ve satıcıdan alınır ancak sonuçta ödeyen yine tüketici olur. Bu nedenle gizli satış vergisi olarak da anılır.
KAYITLI SERMAYE
Sermaye Piyasası Kanununa göre anonim ortaklıkların esas sözleşmelerinde hüküm bulunmak kaydıyla hisse senedi çıkarabilecekleri azami miktarı gösteren, Ticaret Sicilinde tescil edilmiş sermayeleridir.
Kayıt Dışı Ekonomi
Devletten gizlenen, kayda geçirilmeyen/geçirilemeyen ve bu sebeple denetlenemeyen
faaliyetler olarak tanımlanabilir. Enformel ekonomi, illegal ekonomi, gayri resmi ekonomi,
gizli ekonomi diye de adlandırılır. Genel olarak kayıt dışı ekonominin, mal ve hizmet
üretimine konu olmasına karşılık ekonominin geleneksel ölçüm yöntemleriyle bütünüyle
tespit edilemeyen ve GSMH hesaplamalarına yansımayan alanları kapsadığı kabul
edilmektedir.
Kayıtlı Sermaye Ekonomi Sözlüğü
Sermaye Piyasası Kanununa göre anonim ortaklıkların esas sözleşmelerinde hüküm bulunmak kaydıyla hisse senedi çıkarabilecekleri azami miktarı gösteren, Ticaret Sicilinde tescil edilmiş sermayeleridir.
Kıyı Bankacılığı
Genellikle serbest bölgelerde faaliyette bulunan, mübadele-denetim ve vergilemenin asgari
düzeeyde tutulduğu bir bankacılık türü.
Kefalet
Borçlunun yüklendiği borcun ödenmesini alacaklıya karşı yazılı olarak taahhüt etmesi.
Kefalet edilen borç, miktarca belli olmalıdır. Adi kefalette borcun asıl borçludan tahsil
edilememesi, rehin olup da bunun borca yetmemesi halinde borç, kefilden istenebilir.
Müteselsil kefalette ise alacaklı, alacağının tahsili için borçluya gitmeden, hatta rehinin paraya çevrilmesini istemeden kefilden borcu ödemesini isteyebilir. Kefil bir kişi veya birden fazla olabilir. Kefile kefil olmak da mümkündür. Asıl borç düşünce, kefil de kefaletten kurtulur.
Keiretsu
Japonya’da holdinglere verilen ad; bir banka ya da dev şirketin etrafına toplanmış gruplar
Kelle vergisi
Nüfus vergisi, seçim hakkının tabi olduğu vergi. İlk kez İngiltere«de 1222 yılında Haçlı
Seferleri«ni finanse etmek üzere alınmış, 14. yüzyılda düzenli bir vergi haline getirilmiştir. Bu
vergi, yoksullar üzerinde bir yük oluşturduğundan halk arasında büyük hoşnutsuzluk
yaratmış, kitleler 1381«de Wat Tyler liderliğinde ayaklanmıştır.
Kesin Alış
Bir menkul kıymetin doğrudan alımıdır. Merkez Bankası tarafından yürütülen Açık Piyasa
İşlemleri çerçevesinde, para politikası uygulamasına yönelik olarak, piyasada kalıcı bir
likidite (para) eksikliğinin olduğu düşünüldüğü durumlarda, Merkez Bankasının piyasadan kendi porftöyü için menkul kıymet almasını ve karşılığında sisteme para vermesini ifade eder.
Kesin Satış
Bir menkul kıymetin doğrudan satımıdır. Merkez Bankası tarafından yürütülen Açık Piyasa
İşlemleri çerçevesinde, para politikası uygulamasına yönelik olarak, piyasada kalıcı bir
likidite (para) fazlasının olduğu düşünüldüğü durumlarda, Merkez Bankasının piyasaya kendi
portföyünden menkul kıymet satmasını, karşılığında sistemden fazla parayı kesin olarak (bir
daha geri verilmemek üzere) çekmesini ifade eder.
Keynes Planı
İkinci Dünya Savaşı sonrasında ekonomileri düzeltmek amacıyla hazırlanan ve Bretton
Woods Konferansı’na sunulan iki plandan biridir. İngiltere’nin görüşünü taşıyan bu plan,
Amerika’nın görüş belirttiği White Planı ile çekişmiş, konferansta Amerika’nın White Planı
benimsenmiştir. İngiliz heyetine başkanlık eden Keynes’in önermiş olduğu birlik, bir tür
dünya merkez bankası rolünü üstlenmiştir. Bu kuruluşun, “bankor” (bancor) adı verilen yeni
bir uluslararası ödeme aracı çıkarması, tüm paraların ve altının değerinin bankor cinsinden
tanımlanması uluslararası rezerv ihtiyaçlarının da bankor ile karşılanması öngörülmüştür.
Keynesçilik
Enflasyonun önlenmesinde para politikasının yanı sıra mali politikaya da önem verilmesi
gerektiğini savunan ekonomik görüştür. İngiliz iktisatçı John Maynard Keynes (1883-1946),
tüketime olan eğilim, sermayenin marjinal yeterliliği ve para miktarıyla birlikte faiz oranını
belirleyen likidite tercihi gibi üç bağımsız değişkenle, gelir seviyesi ve iş alanındaki
muhtemel dalgalanmaları açıklamaya çalışır. “İstihdam, Para ve Faizin Genel Teorisi” adlı
kitabında kapitalist ekonominin tam istihdamda dengede olabileceğini, tam istihdam
sağlanmasının da mümkün olamayacağını savunmuştur.
Kısa dönem
Bir malın talebindeki değişmeler karşısında arz miktarlarını bir ölçüde ayarlamanın mümkün
olabildiği süre
KISA VADELİ BORÇLARIN TOPLAM BORÇLARA ORANI
Ticari ve emek yoğun işletmelerde yüksek sermaye yoğun ve sabit varlıkları yüksek
işletmelerde ise düşük olması beklenen bu oran, toplam borç içinde kısa vadeli borcun payını
dolayısıyla borçların risk yapısını göstermektedir. (Kısa Vadeli Borçlar / Borçlar Toplamı)
Kısa vadeli kredi
Bankaların, daha çok işletmelerin sermayelerindeki tıkanıklığı gidermek amacıyla verdiği
kredi
Kısır sınıf
Sanayi ve ticaretle uğraşan ve gerçek üretim faaliyetine katılmayan kesim
Kıt kaynak
Bir toplumu oluşturan bireylerin ihtiyaçlarının tümünü karşılayacak kadar bol olmayan
kaynaklar
Kıtlık ekonomisi

Bir ülkede mevcut satın alma gücünün tüketim malları sanayini tam kapasite ile çalıştırmaya
yetecek kadar yüksek olmaması; üretim kapasitesine oranla talebin düşük olduğu ekonomi
Kıyı bankacılığı
Genellikle serbest bölgelerde faaliyet gösteren, ülke dışından sağlanan fonların yine o ülke
dışında kullandırılmasını amaçlayan bir bankacılık türü
Kibbutz
İsrail’deki kollektif çiftlikler. Filistin’e giden ilk Yahudi göçmenleri tarımsal faaliyetlerde
bulunabilmek için ortak hareket etmek ve yardımlaşmak gereğini duymuşlardır.
Kilit sanayi
Bir ülkede gösterdiği faaliyet sonucu, sanayinin diğer önemli kesimlerini de etkileyebilen
sanayi
King Yasası
Sürümün aritmetik olarak azalması durumunda fiyatların geometrik olarak yükseleceğini ileri
süren kuram. İhtiyaçların tatmin edilmiş olması halinde tarımsal ürünlerin arz miktarlarında
oluşacak bir artışın çok şiddetli bir fiyat azalışına, ihtiyaçların tatmin edilmemiş olması
halinde de ürünlerin arz miktarlarındaki bir azalışın orantılı olarak daha şiddetli bir fiyat
artışına yol açacağını vurgular.
Kira
Kazanılmamış gelir, kiracının bir mülk, arazi ya da ev için ödediği bedel, taşınabilir veya
taşınmayan bir maldan ya da bir haktan bedel karşılığında geçici olarak faydalanma hakkı,
rant, gelir, irat, bir malın kendiliğinden getirdiği ve dolayısıyla çalışılmadan elde edilen
kazanç, emeksiz kazanç. Genellikle topraktan, bazı mallardan, banka yatırımlarından, değerli
kağıtlardan gelen gelirdir.
Kişi başına düşen gelir
Bir ekonomide belli bir dönemde yaratılan milli gelirden kişi başına düşen pay. Milli gelirin
ülke nüfusuna bölünmesiyle bulunur.
Kişisel gelir
Bir ulusal ekonomide belli bir dönemde kişilerin eline geçen toplam gelir. Bu gelirin
hesaplanması için söz konusu dönem içinde devletin ödediği transfer ile sübvansiyon
ödemeleri toplamının milli gelire ilave edilmesi, buna karşılık devlete ödenen kurumlar
vergisi ile her tür sosyal kesintinin şirketlerce dağıtılmayan karlar toplamının milli gelirden
çıkarılması gerekir.
KİT Kamu İktisadi Teşekkülleri,
Sermayelerinin tamamı ya da yarıdan fazlası devlete ait kuruluşlar. Devletin iktisadi alanda
mal ve hizmet üreten kuruluşlarıdır. Mal ve hizmetlerin, toplumun bütün fertlerine
ulaştırılabilmesi amacıyla oluşturulmuşlardır. Özel hukuki düzenlemelere tabidirler.
Toplumsal kalkınmada öncü rolü oynarlar.
Klasik Büyüme Teorisi
Klasik iktisatçıların, kapitalizmin içsel dinamizmi ile kendiliğinden büyüyeceğini savunan teori
Klasik İktisat Okulu
18. yüzyıl sonlarında fizyokratların “bırakınız yapsınlar” ideolojisini sürdürerek bunu
destekleyecek iktisat teorisi geliştiren akım. Bu okula mensup iktisatçılar, ekonominin
kendiliğinden ve daima dengede olacağını, toplumsal ve ekonomik dengenin bireysel
çıkarların toplamının oluşturacağı doğal yapı içinde gizli bir el aracılığı ile sağlanacağını,
ekonomiye hiç bir şekilde müdahale edilmemesi halinde ulusal ve uluslararası iş bölümünün
tüm toplumların refahını maksimum kılacağını savunmuşlardır.
Kleptokrasi
Çalma rejimi; devlet düzenine çıkar, rüşvet ve kişisel ilişkilerin hakim olması. Deyim ilk kez
İngiliz ekonomist Peter Bauer tarafından kullanılmıştır.
Kliring
Malın malla ödenmesi. İki yanlı ticaretin bir türü olup takasa benzer. Ancak takastan farklı
olarak kliringde farklı ülkelerin ithalatçı ve ihracatçıları aralarında, döviz kullanmadan,
dolaylı biçimde bağ kurarlar. Kliring ülkeler arasında imzalanan ikili anlaşmalara göre
yürütülür. Bu anlaşmalarla, ülkelerin birbirlerinden yapacakları ithalatın tutarı ve bileşimi
belirlenir.
Know how Yapım bilgisi.
Ekonomi alanında bir tür bilgi satışı veya kiralanması anlamına gelir. Bir kazanç ya da
mülkiyet sağlamak isteyen bir kimse için yenilik veya gizlilik niteliği olan, bir patente konu
olabilecek veya konu olmayacak durumdaki bir meslek veya sanayi ile ilgili bir tekniği
gerçekleştirmek için elde edilmiş tüm bilgi ve üretim vasıtalarıdır.
KOBİ
Küçük ve Orta Boy İşletme
Kolhoz Rusya’da kooperatif çiftlikler
Terim, köylülerin ortaklaşa çalıştığı bir tarım işletmesini ifade eder. 1922 tarihli tarım kanunu
ile kurulmuştur.
Kollamacılık
Herhangi bir kamu hizmetine seçilebilmek için seçmenlere yasal çerçeve içinde hediye ve
hizmet verme, iş bulma, resmi dairelerde işlerini halletme
Kollektif şirket
İki ya da daha çok kimsenin bir ticaret unvanı altında ticaret yapmak ve bundan doğan kar ve zararı aralarında paylaşmak ve üçüncü şahıslara karşı şirket borçlarından dolayı müteselsil ve sınırsız bir sorumluluk yüklenmek üzere sözleşme ile kurulan ticaret şirketleridir. Şirket yazılı bir sözleşme ile kurulur.
Kollektivist ekonomi
Tüm üretim araçlarını toplum malı ilan etmek isteyen ekonomik görüş. Toplum içinde
fertlerin yerine halkın hakim olmasını kabul eder. İreticilerin kurdukları birlik ve derneklerin
toplumsal meseleleri çözmek konusunda yetersiz kalmasıyla ortaya çıkmış bir ekonomi şeklidir.
Kollektivizm
Üretim araçlarını yerel, bölgesel, ulusal veya dünya ölçüsünde herkesin ortaklaşa
paylaşabileceği şekilde yararlanması amacını güden ekonomik sistem
Komandit şirket
Birlikte bir unvan altında ticaret yapmak amacıyla iki ya da daha çok kimse arasında kurulan
ve içlerinden biri veya birkaçı şirket borçlarından dolayı üçüncü şahıslara karşı sınırsız ve
müteselsil sorumluluk yüklendiği halde diğerleri için yalnız şirkete koydukları sermaye
miktarıyla sınırlı bir sorumluluk getiren ticaret şirketidir. Ortaklardan bir veya bir kaçının
sorumluluğu sınırlandırılmamış, diğer ortakların sorumluluğu ise belirli bir sermaye ile
sınırlandırılmıştır.
Komisyon
Verilen tahsilat, garanti, takip hizmetleri karşılığı alınan bedeldir.
Komünizm
Bir toplumda bütün malları herkese ortak eden ekonomik düzen. Bugünkü anlamıyla ilk kez
1848’de Engels ve Marx’ın yayınladıkları “Komünist Manifestosu” ile ortaya atılmıştır. 1917
ihtilali ile Rusya’da iktidara gelen Bolşevikler bu tarz bir düzeni kurmaya girişmişlerdir.
Komprador
Satın alıcı anlamına gelen İspanyolca kökenli terim. 16. yüzyılda Batı Afrika kıyılarında
kaptanlara ve esir tacirlerine devretmek üzere ırkdaşlarını satın alan zenci aracılara komprador
adı verilmişti. 18. yy. sonlarıyla 20. yy. başları arasında Çin’de ticaret yapan Batılılara aracılık
eden Çinli tüccarlara da komprador deniliyordu.Zamanla “işbirlikçi” anlamını kazandı.
Konjektür
ekonomik tahmin
Konjonktür
Hal ve şartların bir araya gelmesinden doğan durum, bir ülkenin iktisadi sosyal ve siyasi
durumunun belli bir devrede bağlı olduğu unsurların tümü, ekonomik olay ve göstergelerin
belirli bir zamandaki bütünü. İretimin artması veya azalması, fiyatların inip çıkması, belli
alanlarda tüketimin azalıp çoğalması, işsizliğin artması veya düşmesi, banka mevduatlarının
gösterdiği değişimler gibi ekonomik olaylar ve eğilimlerin toplamı konjonktürü teşkil eder.
Konjonktürel işsizlik
Ekonomik bunalım dönemlerinde toplam talebin buna bağlı olarak da üretimin düşmesiyle
ortaya çıkan işsizlik
Konkordato
*İflas durumunda alacaklıların alacaklarını belli bir plana göre tahsili için aralarında yaptıkları
sözleşme, cebri icra yolu. Henüz iflas etmemiş ancak iflasın eşiğinde bulunan bir kişi veya
kuruluşun alacaklılarıyla yaptığı anlaşmadır. Bu anlaşma için alacaklıların sayı ve alacak
tutarı açısından üçte ikisinin onayı şarttır. Konkordato, icra tetkik merciinin tayin ettiği bir
komiserin başkanlığında yapılır. Konkordato iflas anlamına gelmez. Borçlarının büyük miktarlara ulaşması, bu borçların ise ödeme imkanlarının sınırlanması sonucunda iflasın eşiğine gelen bir firma adalet önünde mal varlığını ortaya koyarak borçlarını kabullenebilir.
*Kendi kusuru olmaksızın mali durumu bozulmuş olan bir borçlunun alacaklıları ile yaptığı
bir anlaşmadır. Bu anlaşma sonucunda alacaklıların en az üçte iki oranındaki çoğunluğu
alacaklarının belirli bir bölümünden vazgeçer, borçlu ise geri kalan borçlarını
Konsolidasyon
(1) borçları birleştirme; vadesi dolan borcu orta veya uzun vadeli borca çevirme;
sağlamlaştırma; birkaç kalem borcu tek kalemde toplama. Hem iç hem dış borçlar için
yapılabilir. Genellikle kısa vadeli Hazine bonoları geri alınıp yerine uzun vadeli devlet
tahvilleri verilerek uygulanır. Alacaklılara yeni vade için de faiz ödenir. Fakat buna rağmen
devlete güvenlerinin sarsılması önlenemez. Konsolidasyona giden bir hükümet, yeniden iç
borç almakta çok zorlanır. Dış borçların konsolidasyonunda taraflar arasında borcun yeni
vadesiyle birlikte borca uygulanacak faiz oranının yeniden belirlendiği bir erteleme anlaşması
da imzalanır. (2) şirketlerin birleşmesi (3)Uluslararası borç işlemlerinde bankaların ya da
direkt olarak borçlu olan ülkenin, vadesi gelen bir borcun daha uzun süreli bir vadeye
uzatılması işlemidir.
Konsolosluk Deklarasyonu
Başka bir ülke konsolosluğuna yapılan resmi bildiridir.Nakliye edilecek malları tanımlar.
Konsolosluk Faturası
Bazı yabancı konsolosluklar tarafından istenen bir belgedir,malların nakliye şeklini tanımlar
ve ihracatçı,acenta ve nakliyenin değeri hakkında bilgi verir.Başka bir ülkenin konsolosluk
görevlisi tarafından onaylanarak, o ülkenin gümrük görevlileri tarafından malların değerini,
kalitesini ve diğer özelliklerini belirtir.
Konsorsiyum
(1) şirketler birliği; birden fazla firmanın belli bir projenin gerçekleştirilmesi için bir araya
gelmesi. Özellikle baraj, köprü gibi, tek bir firmanın, projenin tümünü tamamlamasının zor
olduğu işlerde kurulur. Fikir, Dünya Bankası eski başkanlarından Eugene Black tarafından
ortaya atılmıştır. Çeşitli kuruluşların merkezi bir yönetim altında toplanması anlamına gelen
Latince bir kelimedir. (2) merkezi bir yönetim altında toplanmış çeşitli kuruluşlar.(3)Sözlük
anlamı; bir merkezi yönetim altında toplanmış çeşitli kruluşlar. Konsorsiyum kuran organlar,
bağımsız hukuki kimliklerini korumaya devam eder. Piyasa ekonomilerinde firmaların
kartelden de ileri düzeyde işbirliği yapmaları konsorsiyum ile sağlanır.
Konşimento
*Taşıyan tarafından yükletenin isteği üzerine tek taraflı düzenlenen belge olup, bu belge ile
taşıyan, bir yandan sevk için gönderilen malı teslim aldığını beyan eder ve diğer yandan da
seferin sonunda yükün kanunen yetkili taşıyıcısına teslimini üstlenir.
*Nakliyeci ile taşımacı firma arasında hangi malların daha önceden belirlenmiş olan
kontrattaki fiyatlar üzerinden taşınacağını bildiren belgedir.
Kontrat
Mukavele, akit, bağıt, sözleşme, ihale, bir işi bir çok istekli arasından en uygun koşulları teklif
edene bırakma, iki ya da daha çok tarafa karşılıklı yükümlülükler veren yazılı antlaşma,
tarafların birbirine uygun beyanlarıyla meydana gelen ve onlara karşılıklı vecibeler yükleyen anlaşma, iki veya daha çok kişinin bir borcun oluşumu üzerinde anlaşmaları
Konvertibilite
*Bir ülke parasının resmi denetime bağlı olmaksızın ve herhangi bir sınırlama getirilmeden
diğer ülke paralarına veya altın ve gümüşe serbestçe çevrilmesi, değiştirilebilirlik,
çevrilebilirlik. Konvertibilite, bir ülke parasının “milli” olmasını ve borsa dalgalanmaları
sırasında ayakta kalma yeteneğini ifade eder.
*Ulusal paranın, dış ticaret gereksinimlerinin karşılanmasında, resmi bir rakamın ya da
yasanın iznine gerek kalmaksızın bir başka bir ulusal paraya dönüştürülmesi ve uluslararası
mübadele aracı olarak kullanılabilmesidir
Kooperatif
Kooperasyon ilkelerine göre çalışan, meslek, sanat veya geçimlerine ilişkin ihtiyaç ve
eylemlerini karşılıklı yardım ve kefaletle sağlamak amacıyla oluşturulan ortaklık biçimi; ortak
alım veya satımda bulunmak üzere tüketici veya üreticilerin kurdukları ve ortaklarının
ekonomik çıkarlarını korumak amacıyla faaliyette bulunan kuruluş. Kooperatifleri dört grupta
incelemek mümkündür: (1) Tüketim kooperatifleri: Aracı tüccarları ortadan kaldırarak
ihtiyaçlarını doğrudan doğruya üreticilerden veya üreticiye en yakın kaynaklardan sağlamaya
çalışan kooperatiflerdir. (2) İretim kooperatifleri: İreticiler arasında kurulan ve ürettikleri
malları mümkün olduğu kadar aracılara başvurmadan tüketicilere iletmeye çalışan
kooperatiflerdir. (3) Kredi kooperatifleri: Aracı faizcileri ortadan kaldırarak ortakların muhtaç
olduğu krediyi doğrudan doğruya bankalardan sağlamaya çalışan kooperatiflerdir. (4) Yapı
kooperatifleri: Ortaklarının daha düşük maliyetle konut edinebilmesini sağlamak amacıyla
kurulur.
Korumacılık
Himayecilik; devletin serbest dış ticarete müdahale ederek yerli üreticiyi korumak için
izlediği politika, ithalat üzerine yüksek gümrük koyarak yerli sanayi koruma eğilimi
Koruyucu Gümrük
Haksız şekilde sübvanse edilmiş mallara karşılık koyulan zorunlu gümrüktür.
Kota
(1) IMF üyelerinin bu uluslararası kuruluşta oluşturdukları fondaki payları, (2) ayrılan bir para
ile alınacak malın çeşidini ve her çeşidin oranını gösteren liste, (3) bir ülkenin genellikle ithal
mallarına koyduğu miktar sınırlaması, ithaline izin verilecek mal hacminin hükümetler
tarafından fiziki miktar veya değer olarak sınıflandırılması.(4) Bir malın o ülkeye belli bir
miktar alına bileceğini belirleyen yasal kurallar
Kotasyon
*Belli bir zamanda borsada işlem görmüş değerlerin rayiçleri
*Bir şirkete ait menkul kıymetlerin borsa listesine alınmasıdır. Menkul kıymetlerin Borsa
kotuna alınması ile şirketin Borsa tarafından gerekli görülen şartları yerine getirmiş olduğu
anlaşılır.
Kote etmek
Fiyat takdir etme, fiyat verme, piyasa fiyatını söyleme

Köken Sertifikası
Bazı yabancı ülkeler tarafından istenilen, alımlarda fiyat tarifesi için,belirli malların
kaynağının hangi ülke olduğunu gösteren belgedir.
Kör tröst
Çok büyük servete sahip bir işadamının, resmi bir göreve seçilmesi halinde tüm hesaplarının
açık olarak yapılacağı bir finansal düzenlemeye gitmesi. Bu uygulamada işadamı, herhangi bir
şaibe altında kalmamak için sahibi olduğu menkul ve gayrimenkullerle ilgili tüm bilgileri
bağımsız denetçilere verebilir.
Kredi
*Belirli koşullarla borç olarak ayni, nakdi veya hizmet şeklinde sağlanan ve belli bir süre
sonra geri ödenmesi taahhüt edilen kaynaktır. Kredide en önemli unsur zamandır. Zaman
unsurunun mevcudiyeti güven faktörünü de beraberinde getirir. Kredinin üçüncü önemli
niteliği de risktir. Her kredi işleminde ödünç veren kimse, karşı tarafın vaadini yerine getirip
getirmemesi ihtimaline göre değişik risklerle yüz yüze kalır. Bankacılıkta vadesi bir yıldan
fazla olan birikimlere de kredi denmektedir.
*Belirli miktardaki satın alma gücünün, belirli bir süre için ve geri verilmek üzere bir bedel
(genellikle faiz) karşılığı gerçek ya da tüzelkişilere verilmesidir. Kredi çeşitleri: güvencesine
göre teminatlı ve teminatsız; kullanıcısına göre; özel ve kamu, süresine göre; kısa ve uzun,
veriliş yerine göre üretim ve tüketim; kullanım alanına göre ticari, tarım, sanayi, yapı ve
orman gibi ayrılır.
KREDİ ÇEŞİTLERİ
Güvencesine göre teminatlı ve teminatsız; kullanıcısına göre; özel ve kamu, süresine göre;
kısa ve uzun, veriliş yerine göre üretim ve tüketim; kullanım alanına göre ticari, tarım, sanayi, yapı ve orman gibi ayrılır.
Kredibilite
Şirketin tanımlı iş politikasını destekleyecek beceriler
Kredi Mektubu (Akreditif)
Banka tarafından, mal alıcının talimatları doğrultusunda hazırlanan, malları satan kişinin
belirli koşullar altında bankadan belirli miktarda para çekmesine izin veren belgedir.
Kredi Riski Sigortası
Nakliyesi yapılmış malların ücretlerinin ödenmemesi durumunda ortaya çıkan riskleri
kapsamak için düzenlenmiş sigortadır.
Kredili Menkul Kıymet İşlemleri
Bir aracı kuruluş nezdinde, müşteri adına kredi hesabı açılması koşulu ile müşteri ve aracı
kuruluş arasında yapılacak sözleşme hükümleri çerçevesinde kredi kullanarak borçlanmak
suretiyle menkul kıymet alınmasını ifade eder.
Kriz
Bunalım; genel ekonomik refahta ve ticarette düşme, (1) birbiriyle çatışma içinde bulunan
antagonist güçlerin keskinleşme dönemi, (2) hasta bir ekonominin eski biçimde varlığını
sürdürememesi ve yeni yaşama imkanı elde edebilecek değişikliklerin yapılması
zorunluluğunun doğduğu zaman dilimi; ekonomik büyümenin çevrimsel süreç içind kesintiye uğradığı nokta.
Kronik enflasyon
Kamu harcamalarının sürekli artması, gelirlerin üretimdeki artışa orantısız oluşu, sürekli bütçe açıkları sonucu fiyatlar genel düzeyindeki hızlı yükseliş
Kulak
Köy ekonomisinde ücretli emek kullanan, ırgatları köy yoksullarını sömüren, toprak ve
tarımsal araçları kiraya vererek tefecilik yapıp haksız kazanç sağlayan zengin kapitalist çiftçi.
Kullanım fiyatı
Opsiyon sözleşmelerinde, opsiyona konu olan kıymetin, opsiyonun kullanılacağı anda
alınacağı veya satılacağıu fiyattır.
Kupon
Hisse senedi sahiplerinin bazı ortaklık haklarının (karpayı, bedelli/bedelsiz sermaye artırımına
katılma hakları) kullanımını teminen hisse senetleri üzerinde bulunan ve sistematik olarak
numaralandırılmış kıymetli evraktır.
Kupür
Para, tahvil ve hisse senetlerinin, üzerlerinde yazılı değere göre, her birimine verilen isimdir.
Kur farkı
Dövizin değişik kurlardan ulusal paraya çevrilmesi sonucu ortaya çıkan pozitif veya negatif
farklar
Kurtaj
Aracı kuruluşların, aracı olarak Borsada gerçekleştirdikleri işlemler karşılığında menkul
kıymetlerin işlem fiyatlarıyla hesaplanan tutarı üzerinden müşterilerinden aldıkları
komisyondur.
Kurucu Hisse Senedi
Kurucu hisse senetleri, şirket kurucularına ya da şirket açısından önem arz eden şahıslara
genellikle bedelsiz olarak verilen, oy hakkından yoksun ve sadece temettü hakkı olan bir “adi
senet”.
Kurucu Hisse Senetleri
Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK. Madde: 402) verdiği yetkiye dayanarak Anonim Şirketlerin
kuruluşunda veya sermaye artırımında, kuruculara ya da önemli hizmeti geçenlere, şirket
kârının bir kısmına iştirak hakkı temin etmek üzere nama yazılı olarak çıkartılır.
Kurumlar vergisi
Kurum kazançları üzerinden alınan vergi. Dolaysız bir vergidir. Sermaye şirketleri, kooperatif
şirketler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek ve tesislerle, vakıflara ait iktisadi işletmeler bu
vergi kapsamına girer. Kurumlar kendilerini oluşturan ortaklardan ayrı bağımsız bir varlığa ve
hukuki kişiliğe sahiptir. Kurum olma hakkını da devlet verdiğine göre devletin bumdan bir
pay alması gerekir. Bu nedenle kurumlar vergisinin çifte vergilendirme olduğu yolundaki
iddialar çürütülmektedir.

Kuramsal ekonomi
Ekonomik faaliyeti, belirli bir zaman ve yere bağlı kalmaksızın genel bir analize tabi tutma ve
ekonomik olayların neden ve sonuçlarını inceleme
Kurumsal yatırımcı
*Sigorta şirketleri, emekli sandıkları, sosyal sigorta kurumları, vakıflar ve doğrudan doğruya
yatırım için kurulmuş olan yatırım fonları ve ortaklıklarıdır.
*Bireysel yatırımlardan farklı olarak yatırım fonları, yatırım ortaklıkları, sigorta şirketleri,
sosyal güvenlik kuruluşları, özel emeklilik fonları, vakıflar, sendikalar
ve benzeri kurumlarca yapılan yatırımlardır.
Kuponlu İhraçlar
Bir menkul kıymetin dönemsel olarak faiz ödemesini ifade eder. Örneğin, 100.000 TL
nominal değerli, 3 ayda bir % 15 kupon faizi ödemeli 1 yıl vadeli bir menkul kıymetin,
yatırımcısına 3 ayda bir 15.000 TL lik faiz (kupon) ödemesi yapılması, 1 yıl sonunda ise
anaparasının, 100.000 TL’nin ödenmesi söz konusudur.
Kutuplaşma teorisi
Serbest ticaretin az gelişmiş ülkeler aleyhine işleyişini açıklayan teori. 19. yüzyıldaki ticari
deneyimlere dayanılarak Gunnar Myrdal tarafından geliştirilmiştir. Buna göre serbest piyasa
düzeninde dış ticaret ilişkileri bölgeler arası dengesizliğin azalmasına değil artmasına neden
olacaktır.
Kuzey-Güney Diyaloğu
Az gelişmiş ülkelerin kalkınma çabalarında başarıya ulaşması, bu ülkelerdeki açlık ve
yoksulluğun giderilmesi amacıyla zengin kuzey ve yoksul güney arasında oluşturulmaya
çalışılan işbirliğidir.
Küçülme
Firmaların küçülmek ve verimliliği artırmak için hem hiyerarşi kademelerini hem de iş
gücünü azaltması, (2) hammaddeyi azaltma; enerjinin pahalanması sonucu bilgi ekonomisinin gereği olarak daha az ile daha fazlasını gerçekleştirme düşüncesi
Küsurat Emir
İşlem biriminin ihtiva ettiği hisse senedi sayısından daha az miktarlar için verilmiş emirlerdir.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Kahverengi Yazar

Written by Yakup Udül

Keyifli okumalar..

Bir cevap yazın