in

Bir Tutam Hüzün

“Dur söyleme. Biraz dinle. Dursun zaman ya da gitme.” 
Hayat acımasız, şartlar zor, kalp kırmak kolay, hatalar büyük, pişmanlığı ağır, sevgi uçsuz bucaksız, sevgili…
Hayat acımasız; hayallerin önüne ket vurabilecek kadar acımasız.
Şartlar zor; sokakta yaşayan kimsesiz bir çocuğun, yine kendi yaşlarında bir çocuğun ailesiyle evine girişini izlerken yutkunabilmesi kadar zor.
Kalp kırmak kolay; yanlış anlaşılmalar kadar kolay, tüm çabaları eline yüzüne bulaştırmak kadar kolay.
Hatalar büyük; babasına hiç sarılamamış bir kızın kadere duyduğu öfke kadar büyük.
Pişmanlığı ağır; küçücük yaşında birey olmayı öğrenmiş çocuğun omuzlarındaki yük kadar ağır.
Sevgi uçsuz bucaksız; uzayın derinliği, gecenin karanlığı, gökyüzünün maviliği kadar sonsuz, uçsuz bucaksız.
Sevgili; umut.
Sevgili; huzur.
Sevgili; özlenen. 
Sevgili; görüşülemeyen. 
Sevgili; her şeye rağmen umudunu kaybetmeyen.
Sevgili; yüzüne bakamadığın.
Sevgili; kokusuna hasret kaldığın.
Sevgili; şarkıların hatırlattığı.
Sevgili; unutamadığın.
Sevgili; unutamayacağın.
 “Dur söyleme. Anladım, az sonra sana veda etmem lazım. Ya sonrası?”

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote

Bir cevap yazın