in

Biraz Kül Biraz Duman

Ben seni göğsümde uyutmuştum.

Sen beni göğsünde uyutmuştun.

Şimdi başka yastıklar

taş olmaz mı bize?

Gözyaşlarımı silmiştin öpüşlerinle.

İçimi ısıtmış,

göğsümde çiçekler açtırmıştın.

Baharı getirmiştin göğsüme.

Şimdi başka baharlar

zemheri değil mi bize?

Nefesini dinlemiştim sen uyurken

rahat nefes al diye.

Ellerin yüzümde uyutmuştun beni

kabuslu gecelerde.

Kokunu huzur,

nefesini nefes bilmiştim.

Şimdi yalnız uykular

karabasan olmaz mı bize?

Çorbalar yaptın hasta olduğumda.

Çorbalar yaptım hasta olduğunda.

Sen iyileş diye vardı tıp tarihi.

Şimdi başka ilaçlar

zehir değil mi bize?

Gözlerine dalmıştım her saniye.

Seni ben anladım sanmıştım.

Beni sen anladın sanmıştım.

Şimdi anlaşılmak

cehennem olmaz mı bize?

Dokunmuştum vücuduna, hayatına.

Dokunmuştun vücuduma, hayatıma.

Şimdi başka vücutlar,

ayrı hayatlar ölüm değil mi bize?

What do you think?

2 Beğeni
Upvote Downvote
Sarı Yazar

Written by Ezgi Esra Durğut

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Hayatta yazmaktan başka çıkış bulamayanlardan, kelimelerle sığınak yapanlardan. Herkes kadar yalnız, herkes kadar kalabalık bir kaç cümleden ibaret.

Bir cevap yazın