in

Veda Kalkışmaları-2

Bu kaçıncı veda kalkışmam bilmiyorum sevgilim. Depremler yine içimde. İçimde kasırgalar kopuyor. Dilimde ağzımı yakan iki cümle var sadece: ‘Seni seviyorum. Seni sevmeyi sevmiyorum.’

Kızıyorum sevgilim. İçim küfür kıyamet. İçim cinnet. İçimin camlarını kırıyorum sürekli. Ve ağlıyorum cam kırıklarının ortasında. Etime batan cam kırıklarından değil, hayır. Bir gün döner de cam kırıklarıma basarsan diye ağlıyorum.

Seni seviyorum. Seni sevmeyi sevmiyorum.

Hani demiş ya şair: ‘O kadar uzun yol geldik ki seninle şimdi sen ayrı ben ayrı olan o yolu nasıl yürüyeceğiz?’ Ben yürüyemiyorum sevgilim. Yokluğun yapışıyor bacaklarıma. İçim bataklık.

Ne yöne dönsem içimin duvarlarına çarpıyorum. Duvarlarda aynı cümleler: ‘Seni seviyorum. Seni sevmeyi sevmiyorum.’

Ben deli cesareti sevgilim. Ben gözü kara. Ben uçurumdan korkusuz atlayan. Ben aşık. İçimin uçurumlarından düşüyorum sürekli. Sürekli yokluğun çarpıyor vücuduma, suratıma. Yokluğun suratımda beş parmak izi.

Dizlerim yara bere sevgilim. Düşmüştüm bir gün hani. Öpmüştün dizlerimi. Dizlerimin kanaması durmuyor sevgilim. İçimin kanaması durmuyor. Kan kaybından ölemiyorum bile.

Göğsümü parçaladığım geceler var benim. Göğsümde tırnaklarımın izleri. Uyku hapları kar etmiyor. Uykusuz, sancılı, kanamalı gecelerim var sevgilim. Her sabah yokluğunu doğurduğum veba gecelerim var.

Sen bir korkaksın biliyor musun sevgilim? O kadar korkaksın ki karnımda bıçakların var. Amayla başlayan her bir cümlen. Benim için savaşmayışının yaraları. İçim savaş meydanı sevgilim. Beni tek başıma bıraktığın bir savaş meydanı. Tüm gücümle saldırsam da yokluğun ölmüyor. Öldürmüyor da üstelik. Çok acıtıyor ama. Hep acıtıyor.

Söylemişti şair. ‘Ölünmüyordu.’ demişti. Ölünmüyormuş gerçekten. Neden ölünmüyor sevgilim? Neden ölünmüyor?

Gecelerim yakarış sevgilim. Gündüzlerim karabasan. İçim günahkar. Dışım cehennem ateşi.

Her sabah senden vazgeçmeye yeminler ediyorum. Her gece vazgeçmemek için dualar. O kadar büyük bir ıssızlık ki içim sesim Tanrı’ya bile ulaşmıyor.

Her gece ölüyorum sevgilim. Her sabah acıya doğuyorum. ‘Bu son,’ diyorum her gece. ‘Bu gece son kez öleceğim,’ diyorum. Karanlık sabahlar olmasın artık diye yakarıyorum. Sabah olmasın. Bir daha doğmayayım. Senden vazgeçememenin bedelini hayatımdan vazgeçerek ödüyorum, Tanrı bile beni kabul etmiyor.

What do you think?

4 Beğeni
Upvote Downvote
Sarı Yazar

Written by Ezgi Esra Durğut

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Hayatta yazmaktan başka çıkış bulamayanlardan, kelimelerle sığınak yapanlardan. Herkes kadar yalnız, herkes kadar kalabalık bir kaç cümleden ibaret.

Bir cevap yazın

Bir Yorum