in

Sarı

Kadın iskeleye yanaştı. Cebinden sigarasını çıkarıp yaktı. Bakışları derin suların mavi yeşilinde sessizce içti sigarasını.

İlişkisini düşündü baştan sona. Atlatmaya çalıştıkları -beraber çalıştıklarını sandığı ama hep tek taraflı çalıştığı- tüm o badireleri düşündü. Kalbindeki ağırlığı hissetti, ruhundaki karanlığı gördü sularda. Yeteri kadar derin nefes çekerse sigaradan ruhundaki acı geçer sandı. Yorgunluğu biraz hafifler sandı. Oysa sigaranın her külüyle kendini, sevgisini çırpıyordu denize.

Sigara üstüne sigara yaktı o iskelede sulara bakarak. Ne kadar kaldı kendisi de bilmiyordu. Bir paketi bitirdi öyle. Son sigarasını içerken böyle kaç paket bitirdiğini hesaplamaya çalıştı. Devam edecek gücü bulmaya çalışarak, hep tek taraflı çırpınarak, hep alttan alarak, hep affederek ziyan ettiği tüm o anları düşündü. ‘Aşk yetmiyormuş’ diye düşündü sonra.
Son sigarası da bitti. Parmağındaki yüzüğe gitti eli. Her zaman devam etmesini sağlayan gücü veren bu yüzük parmağından kalbini sıkıyordu sanki. Kalbini yokladı usulca. Hala seviyordu evet. Ama sevmeyi sevmiyordu artık.
İki kişilik yalnızlık mı daha iyiydi tek başına çekeceği acı mı? Acı geçerdi elbet. Bir iz bırakır ama geçerdi.

Yavaşça çıkardı yüzüğü parmağından. Parmaklarının arasında ne kadar hafifti yüzük. Avuçlarının arasında sımsıkı tuttu. Devam edecek gücü bulmaya çalıştı ısrarla. Vazgeçmemek için çalıştı. Gitmemek için direndi. Ve fark etti hep gitmemek için direndiğini. Çünkü nasılsa gitmez denildiğini. Çoktan gözden çıkarıldığını fark etti. Avucunu açtı usulca. Yüzük avucundan derinliklere kaydı. Suların yüzüğü yutuşunu izledi yanaklarındaki ılık sularla. Suların kalbini yutuşunu izledi. Ve uzaklaştı yaralı adımlarla.

What do you think?

2 Beğeni
Upvote Downvote
Sarı Yazar

Written by Ezgi Esra Durğut

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Hayatta yazmaktan başka çıkış bulamayanlardan, kelimelerle sığınak yapanlardan. Herkes kadar yalnız, herkes kadar kalabalık bir kaç cümleden ibaret.

Bir cevap yazın