in

Medyanın gücü

Bu yazımızda medya fonksiyonunu inceleyeceğiz. İncelemede bulunurken medyanın kadın üzerindeki rolüne ayrı bir önem vereceğiz.

Medya çok önemli bir güçtür.Haberdar olma, bilinçlenme gibi fonksiyonlarda etkilidir.Önemli olan medyadan nasıl yararlanıldığı.

Medya reyting toplama kurumu mudur?

Hepimizin bildiği üzere medyada işler reyting üzerine işliyor. Reytingi yüksek programlar, diziler hangi konuda olursa olsun faaliyet gösteriyor.

Bir programın devamlılığını belirleyen o programın eğiticiliği, aydınlatıcılığı değil maalesef ki reytingidir.

Medya dediğimiz bu devasal güç sırf izleniyor diye topluma yararı olmayan daha çok kültürel aşınmaya sebep olabilecek programları bünyesinde barındırmamalı.Toplum bu yolla uyutulamamalı.

Ülkemizde en büyük sorunlardan biri bireylerin izledikleri dizi,film,programlardaki bazı “tuhaf” karakterleri rol model belirlemeleridir. Bildiğiniz üzere Recep İvedik karakteri küçük çocukların dahi bilinç altına derin etkiler bırakmıştır.

Gündüz kuşağındaki programlar topluma ne kadar yarar sağlayacak kompoziyondadır ?

Medya inanılmaz bir güç. Bu güç insanları manipüle etmenin aracı olarak kullanılmamalıdır.

Ülkemizdeki dizileri yazıma kaynak olsun diye tararken kadına yönelik tutumların ne kadar yanlış boyutlarda olduğunu bir daha düşündüm. Dizilerde kadınlar tecavüzün, tacizin, aldatmanın, birden fazla ilişkinin, şiddetin, itilmişlik ve ezilmişliğin objesi durumunda. Çoğu dizide kadın cinsel bir obje konumunda.

Farazi bir olay tasarlayalım:

Akşamları kadının aşağılandığı, şiddete uğradığı, taciz, tecavüz, cinayete kurban edildiği dizileri izleyen 10 yaşındaki erkek çocuğu T.A bunun normal olduğunu, olması gerekenin bu olduğunu düşünerek bilinçaltının kapkara edilmesiyle birlikte ileride eşine şiddet uygulandığında bunu garipsemeyecek.

Dizilerinde kadına sözlü ve fiziki tacizin normalmiş gibi işlendiği toplumlarda Özgecan Aslanlar bir tesadüf değildir.

Toplumlar kadına ve çocuğa değer verdiği ölçüde gelişmiştir. Bu değeri yaratmanın belkide ilk adımlarından biri medyada kadına şiddet ve tecavüzün normalleştirilmemesidir.

Medya yoluyla olaylara alıştırılıyoruz.

Çocuğun babasına yumruk atması, komşunun evine girip hırsızlık yapmak, patronun sekreteri ile ilişki yaşaması, baldızın eniştesiyle ilişki kurmaya çalışması …

Kadınlar bu yolla sindiriliyor.Olması gerekenin bu olduğunu düşünenler yaratılıyor. Hakkını aramaları engelleniyor.

Medya misyonunu değiştirmeli: Reyting mi? Topluma olumlu değerler katmak mı?

Hemen burada şunu da eklemeliyim: Kadının aşağılandığı, serserilerin yücetildiği bu dizilerin bu kadar izlenmesi de toplumun içinde bulunduğu atmosferi göstermektedir.Bilinçli bir toplumun izleyeceği şeyler bunlar değildir.

Son olarak medyanın bağımsız ve özgür olmasına değinerek yazımıza son verelim.

Hiçbir gelişmiş ülkede medya kuruluşları sinmez, sindirilemez. Medya özgür olmalıdır. Buradaki özgürlük kavramı elbette sınırsız, sonsuz bir özgürlük değildir. Medya özgürlüğü kişi hak ve hürriyetlerini, toplum menfaat ve ortak değerlerini aşmayacak ölçüde özgür olmalıdır.Buradaki itidal çok önemlidir. Ayrıca medya tarafsız olmalıdır.

Ülkemizde 28 Şubat sürecinde medya darbecilerin sözcüsü olmuştur.

Nihayet 15 Temmuz sürecinde medya darbecilere karşı direnmiş ve ülkesine sahip çıkmıştır.

Yukarıda anlatmaya çalıştıklarımı özetlersek;

  1. Medya, topluma yön vermeli
  2. Medya toplumu manipüle etmemeli
  3. Medya bağımsız, tarafsız, özgür olmalı
  4. Medyada toplumumuzla uyuşmayan hareketler geleneğimiz haline getirilmemeli
  5. Medya uyutma işlevi görmemeli

Yazı resmimiz bilerek özellikle kumanda objesini barındırmaktadır. Seçici olalım. Hepsi bir tuşa bakar…

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Okur

Written by Mornota

Bir cevap yazın