İlk dansını ölümle yapmış kadın
Gel işte şimdi burdan başla yaşamaya
Adı ne kadar yaşam olacak bilinmez halbuki
Ama gel sen, tam sigaranın bittiği yerden başla.
İçinden yükseliyor tütün grileri çünkü içinde tutmak anca böyle sonlanırdı.
Anca böyle sonu olmayan her şey,
son ve üzüntü için uğraşan adamlara bitti gibi görünürdü.
Yosun tuttu yalnızlığın, su değdi yarana-yandın.
Gel şimdi burdan başla yazmaya.
En nefret ettiğin şeyi binlerce kez yapar ve en sevdiğin şey gibi tanıtırsan olacağı bu.
Velev ki sana yorulmuş bütün heyecanlarım.
Sende son bulurmuş yalan dolanlarım, yanlışlarım-doğrularım, ters-yüzlerim ve sözsüz şarkılarım.
Diyelim ki öyle oldu da-
kaldığım yerden devam ettim,
ayaklarımın selam verdiği kırmızı kiremitler sana varışlarımmış,
gökyüzüyle buluşan gözlerim senin yaşlarınmış,
bir el kavrarmış belimi ve adı sen-sanı sen olurmuşsun.
Velev ki,
“bırakma!” diye bağırmışım bir sahne ortasında,
ama mikrofon bozukmuş.
Yaşamdan kalan hiçbir şeydir, hiçten kalan kendin, kendinden kalan delilik
bir sigara üzgünlüğünce konuşup durmuş kadın
ve diyelim ki sen bir gece beni sevdin,
ola ki elinden bıraktın kontrolü ve istemsiz hoşuna gittim;
Soğuktan kızaran ellerimi tutamadığında içinde esen rüzgardan sonbaharı sorumlu tutamazsın.
Bir adamı kirpiklerine kadar sevmek ne demek bilemezsin.
“Özlemin azı çoğu olmaz, ağırdır işte.”