in

Ölüme Destek: Müzeyyen!

İlk kez senden fedakarlık kelimesini uzaklaştıracağım. Hak etmiyorsun diye değil, bu sıralar çok canım sıkılıyor. Bak tekrar söylüyorum hemde üstüne basa basa anla diye ‘CAN’ ım sıkılıyor! Ömrüme ömür katan ‘CANIM’ nefes almama sebep olan canım… Hem hep yaşayacağız diye bi kaide yok ki. Biraz da ölüme destek çıkalım. Hem yazık üşütmesin sonra. Ne zamandır da sorup duruyor beni, pek ilgilenemedim şu sıralar. Aklımın karanlık köşelerine girmenden ölümü unuttuk eyimi! Ölümü soyutlaştırma sakın, öyle intahar edeceğimi falan da düşünme… Soyut olan ölüm hiçbir Allahın kuluna yakışmaz. Çünkü sen ölümü; bir karış toprak, cansız beden ve kefenden ibaret olduğunu sanıyorsun… Bir de nefes alırken ölmek var işte ben sana ondan bahsediyorum müzeyyen… Somut olandan yani… Kefene girmek kolay sen takma onu kafana… Daha beterini yola koyuyorum ben… Aylarca, yıllarca, acı çekmenin üstüne kurulu bir hayattan bahsediyorum sen ne anlarsın ki. Kimsin ki sen? Yakındığım mı? Yanıp kül olduğum mu? Rabbim için sevdiğim mi? He kimsin sen? Ne olup bittiğini bilmediğim misin yoksa? Sorgusuz, sualesiz yazdığım mı? İçime körpelenmiş bu sorunları aşamayacağımdan mı korkuyorsun? Acıyor musun? Sakın he sakın acıma… Bilinmeyenlerin yolundan ilerliyorum ben müzeyyen. Unutulanlarla birlikteyim. Asil ruhun parçalarını oluşturan yiğit, cesur, korkusuz adamlarlayım. Beni daha tanımıyorsun bile neyime acıyacakmışsın? Unutmadan söyleyeyim: Ölüme merhabalarla uyanan adamlara acınılmaz…

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Kırmızı Yazar

Written by Çağatay Çakmak

Kim onu tanırsa, bilsin ki; 'bağımlılık' denen illetin içine düşmüştür.

Bir cevap yazın